Türkiye'nin dört bir yanına kök salmış olan hainlik, üniversitelerden Milli Eğitim Bakanlığı'na, çeşitli kurumlardan mahalle kahvehanelerine kadar yayılan bir salgın gibi. Bu hastalıklı zihniyetin bu kadar geniş bir alana nüfuz etmesi, bize ne denli derin bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Ancak burada asıl üzerinde durulması gereken nokta, bu düşüncenin haklı veya meşru olduğu yanılgısı değil, bu hainlerin bizden biri gibi görünerek, topluma sızmasıdır.

Hainliğin her köşeye sızması, bu düşüncenin doğruluğunu veya geçerliliğini değil, bu zihniyetin arkasındaki kişilerin ne kadar ustaca ve sinsice hareket ettiğini gösterir. Bu kişiler, toplumun güvenini kazanmak ve haince emellerine ulaşmak için bizden biriymiş gibi davranarak, topluma ve kurumlarımıza nüfuz etmektedirler. Bu sinsi plan, adeta bir kanser hücresi gibi, sağlıklı dokulara zarar vererek yayılmaktadır.

Vergilerimizle kendi sonumuzu hazırlıyoruz. Evet, yanlış duymadınız. Her yıl ödediğimiz vergiler, bu hainlerin beslendiği, büyüdüğü ve güçlendiği kurumlara gidiyor. Kendi elimizle, kendi paramızla bu hain yapıyı finanse ediyoruz. Bu trajik durum, toplum olarak ne denli büyük bir yanılgı içinde olduğumuzu gösteriyor. Vergilerimizle, kendi toplumumuzun altını oyuyor, kendi geleceğimizi karartıyoruz.

Kurumlarımızı ve değerlerimizi korumak adına, bu sinsi saldırıya karşı birlikte mücadele etmeliyiz. Milli Eğitim Bakanlığı'ndan üniversitelere, devlet dairelerinden sokak aralarındaki kahvehanelere kadar her yerde bu hainliği tespit etmeli ve kökünü kazımalıyız. Çünkü bu hainlerin amacı, sadece bugünümüzü değil, yarınlarımızı da çalmaktır. Çocuklarımızın geleceğini karartmak, ülkemizin aydınlık yarınlarına gölge düşürmektir.

Bu noktada, sadece devletin değil, birey olarak bizlerin de büyük sorumluluğu vardır. Toplum olarak daha bilinçli ve uyanık olmalı, bu hainleri tespit etmek ve toplumdan uzaklaştırmak için elimizden geleni yapmalıyız. Hainliği meşrulaştıran, ona göz yuman, hatta destekleyen her birey, bu ihanetin bir parçasıdır ve ona karşı durmak, vatanseverliğin en temel gereğidir.

Unutmayalım ki, hainlik hiçbir zaman haklı bir düşünce olarak kabul edilemez. Hainliğin yayılması, onun doğruluğunu göstermez. Aksine, bu durum, ne kadar büyük bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuzu ve bu tehlikenin üstesinden gelmek için ne kadar kararlı olmamız gerektiğini gösterir. Kendi geleceğimizi, çocuklarımızın yarınlarını ve ülkemizin bağımsızlığını korumak için, devletimizin hemen hemen her kademesine sızan tüm hain yapıları yok etmeliyiz.