Dünyada yaşayan insanların bir kısmı yaşamsal soluk alıp vermekte zorlanırken, bir kısmı da şatafat içinde yaşıyorlar ve bu şatafatlı yaşam tarzlarının sona ermemesi için can çekişenlerin sırtından geçinmenin planlarını kuruyor ve uyguluyorlar. Böylece elde ettikleri kaynakları kursaklarına indirip kuduruyorlar. Doymak nedir bilmedikleri için de bu sömürü düzeni devam ediyor. Bu amaçla yani insanların kanını en ucuza emmek için İngiltere tarihte “İngiliz Müstemleke Bakanlığı” bile kurmuş bir devlettir. Sömürge bakanlığı... Düşünün bir devlet korkmadan çekinmeden ve utanmadan insanların yüzüne baka baka sömürge bakanlığı kuruyor. Yani insanların yüzüne üfleye üfleye diyor ki: ”Ben sizin yer altı ve yer üstü zenginlik kaynaklarınızı elinizden almak; sizin iş gücünüzü sizden alıp kendime hizmet ettirmek için bir bakanlık kurdum.”
Adı geçen ülke, sadece bununla yetinmiyor, insanlarını köle olarak çalıştırdığı gibi; ihtiyaç duyduğu zaman -ki İngiltere gibi sömürge bir devletin bu ihtiyacı bitmez- sömürdüğü insanları kandırarak veya zorla asker olarak görevlendiriyordu. Çanakkale Savaşı’nda İngiliz başbakanı orduyu denetime geldiğinde askerler arasında bir sarışın görüyor; onun İngiliz olduğunu anlıyor ve yanına çağırıp soruyor:
-Senin ne işin var burada asker?
-Efendim, ben vatanım için savaşa geldim.
-Çabuk terk et burayı, gözüm seni görmesin! Siz bilmiyor musunuz ki bunca sömürge kölelerimiz varken biz kendi milletimiz olan İngilizleri savaşa göndermeyiz.
İnsanların kanını eme eme bugüne gelmiş olan bugünkü dünyayı yönetmeye çalışanlar; yeni bir uygulama yapmıyorlar. Yani bugün BATI DÜNYASI (Amerika Birleşik Devletleri ve bağlıları) ile DOĞU DÜNYASI (Rusya ve Çin) dünyanın başına üşüşmüşlerse ve dünyayı sömürmeye çalışıyorlarsa bu bugünkü bir planın sonucu değildir. Bu eski dönemlerdeki sömürgeciliğin çağımızdaki modern şekli olan “neo sömürü” düzeninin sonucudur. Sözünü etiğimiz ülkeler, sömürü düzenlerini günümüzde değişik versiyonları ve yöntemleriyle çaktırmadan devam ettiriyorlar. Adını koymuyorlar ancak niyetleri, amaçları klasik sömürge düzeniyle aynıdır.
Günümüzde Rusya istediği yeri işgal edebiliyor ve ilhak edebiliyor kimsenin “gık”ı çıkmıyor! Neden dersiniz? Çünkü öbürü de fırsat kolluyor, o da başka bir yeri veya ülkeyi gözüne kestirmiş bekliyor; fırsat kolluyor... Niye kendisinin yaptığı aynı şeye ses çıkarsın... BM sistemini de kendi tekellerine alıp lehlerine göre garantiye almışlar... Vaktiyle işlerini garantiye alarak sömürü ve ilhak düzenlerini sağlama almışlar... BM denen ucube bir teşkilat güçlüden yanadır. Beş süperin dediğinin dışında bir şey olmuyor zaten...
Örnek: Dün Rusya üç ülkeyi ilhak etti; BM’de aleyhinde verilen önergeyi veto etti ve işi bir el kaldırmayla bitirdi. Böyle demokrasi mi olur? Böyle insan haklarına saygı mı olur? Böyle insanların temel hak ve özgürlükleri nasıl garanti altına alınacak? Ondan sonra yok “Avrupa İnsan Hakları Beyannamesi” ymiş, yok Çocuk Haklarıymış, yok Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi” ymiş; yok UNESKO’uymuş... Bunlar hikaye, çocuk avutma! Siz bunları gelin külahıma anlatın! Şairin deyimiyle:
“Varsa onların hakları, var insan hakları,
Yoksa onların hakları, yok insan hakları!”
Haristani
Allah sizi ve bütün inananları kötü niyetli şarlatanların kötülüğünden korusun! Allah’a emanet olun!
mercurecasino poker siteleri slot oyna oleybet
slot siteleri canlı bahis siteleri http://www.tedxmadrid.com/ casino siteleri
başakşehir escort ikitelli escort güneşli escort kayaşehir escort bağcılar escort esenler escort eyüp escort güneşli escort kumburgaz escort topkapı escort
gaziantep escortgaziantep rus escort gaziantep escortseks hikayeleri