Bugun...


Yasin Güler

facebook-paylas
Sanal Dünyanın Kimlik Erozyonu
Tarih: 27-06-2024 00:02:00 Güncelleme: 27-06-2024 00:02:00


 

Günümüz teknolojisinin hızla gelişmesiyle birlikte, sanal dünya hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Ancak bu dönüşüm, bizleri bambaşka varlıklara dönüştürmekte ve kimliklerimizi bulanıklaştırmaktadır. Artık kimse gerçek kimliğini temsil edemez hale geldi. Peki, bu değişim nasıl başladı ve bizi hangi noktalara getirdi?

İnternetin ilk günlerinde, sanal dünya daha çok bilgi paylaşımı ve iletişim aracı olarak görülüyordu. Ancak zamanla sosyal medya platformları, online oyunlar ve sanal gerçeklik uygulamaları gibi yeni teknolojilerle bu dünya, gerçek hayatımızdan ayrı bir boyut kazandı. İnsanlar, bu sanal evrende kendi hayal güçlerinin sınırlarını zorlayarak farklı kimlikler ve kişilikler yaratmaya başladılar. Bu, bir bakıma yaratıcılığın ve ifade özgürlüğünün bir yansıması olarak görülebilir. Ancak, aynı zamanda bireylerin kendi gerçek kimliklerinden uzaklaşmalarına ve kendilerini kaybetmelerine de neden oldu.

Sosyal medyada oluşturulan profiller, genellikle gerçek hayatın yansımaları değil, idealize edilmiş ve süslenmiş versiyonlarıdır. İnsanlar, beğeni ve onay alma isteğiyle, başkalarının görmek istediği şekilde kendilerini sunarlar. Bu, bir yandan sosyal onay ve kabul görme arzusunu tatmin ederken, diğer yandan gerçek benlik algısının erozyona uğramasına yol açar. Bu durum, özellikle gençler arasında ciddi psikolojik sorunlara neden olabilmektedir. Gerçek benlikleriyle sanal kimlikleri arasında kalan bireyler, kendilerini değersiz veya yetersiz hissedebilirler.

Online oyunlar ve sanal gerçeklik uygulamaları da benzer bir etki yaratmaktadır. Bu platformlarda, oyuncular farklı karakterler ve dünyalar yaratabilir, gerçek hayatta sahip olmadıkları güç ve yeteneklere sahip olabilirler. Bu, kısa vadede eğlenceli ve tatmin edici olsa da, uzun vadede gerçek hayatla bağların kopmasına ve sanal dünyanın bir kaçış aracı olarak kullanılmasına neden olabilir.

Bu noktada, kendimize gelmemiz ve gerçek kimliklerimizi hatırlamamız gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, âlemlerin Rabbi olan Allah, sanal âlemin de Rabbidir. Bu bilinçle hareket etmek, sanal dünyada da ahlaki değerlerimizi korumamıza yardımcı olabilir. Teknolojiyi bilinçli ve dengeli kullanmak, sanal dünyada gerçek kimliğimizi korumak ve bu dünyayı yapıcı ve olumlu bir şekilde kullanmak önemlidir.

Aileler ve eğitim kurumları, gençlerin bu bilinçle hareket etmelerini sağlamak için önemli bir rol oynamaktadır. Teknolojinin doğru ve dengeli kullanımı konusunda eğitim vermek, gençlerin sanal dünyada da gerçek benliklerini korumalarına yardımcı olabilir. Aynı zamanda, sosyal medya platformları ve oyun şirketleri de kullanıcıların sağlıklı bir dijital deneyim yaşamalarını sağlamak için sorumluluk almalıdır.

Sanal dünyada kaybolmamak için gerçek benliğimizi hatırlamalı ve Allah’ın her yerde olduğu bilinciyle hareket etmeliyiz. Kimliklerimizi koruyarak, sanal dünyanın içinde kaybolmadan, gerçek hayatta da var olmayı başarabiliriz. Bu, sadece bireysel bir çaba değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur. Sanal dünya ile barış içinde yaşamak ve teknolojiyi hayatımızı zenginleştirecek şekilde kullanmak, hepimizin ortak hedefi olmalıdır.



Bu yazı 694 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI