Siyonist  İsrail kutsal toprakları elde etme istemi, önünde ki tüm engelleri kural tanımadan kaldırmayla sonuçlanıyor.

Siyonist İsrail'in bu kural tanımaz pratiği ABD veya batı aleminin desteği kadar halkı Müslüman olan ülkelerinde ki yönetici kadroların siyonist İsrail'in emir erleri olduğu gerçeğidir.

İslam ülkelerinin halklarınında cüzi bir kısmı sadece sıloganik tepkiden öteye geçmeyen tavır siyonist İsrail'in bildiği bir gerçektir.

Bir Gazeteci  İsrail'in bir önceki lideri Şaron'a Kuran'da müslümanlar Yahudileri yenecek beyanı var sorusuna siyonist İsrail'in lideri Şaron'un cevabı şuan karşımızda kuran'da ki  müslümanlar yok ki diye karşılık vermiştir. Bu tespitte  enteresan bir gerçekliği ortaya koymuştur.

İslam aleminin  İsrail'in bu hadsisliğindeki payını unutmamak gerekir.

Aynı ülkede aynı ilde aynı ilçede siyonist İsrail'in yaptıklarını protesto eden duyarlı müslümanlardan oluşan cemaatler birlikte bir tavır ortaya koyamıyor Ken aynı anda farklı ortamlarda eylemlerin (gösterilerin)  yapılması  kendi arasında birlikteliği sağlayamayan müslümanlar siyonist İsrail'e   tepkilerinin etkisi ne olabilir k?

İmam Hümey'ni İslam âlemine seslenişinde  her müslüman siyonist İsrail'e  bir tükürük atsa tükürükle boğulur tespiti müslümanların durumunu net bir şekilde göstermektedir.

Müslümanların cemaat mapushanesinden kurtulup halkla bütünleşerek Allah'ın emir ve yasaklarını uyan müminler olma idealini öncelleyerek Allah'a kul olma iradesi göstermelidirler.

Müslüman kişilik, hesabı cemaate değil Allah'a verme iradesi ile iyi bir kul olmayı hedeflemeliler.

Müslümanlar İman ve adalet merkezli bir dünya görüşü ile insanlığın karşısına çıkıp zülumün yerine adaletin tesisinin sesi olmalıdırlar.

Müslümanların Düşünce farklılığı  yada kabulü müslümanlar arasında firakın sebebi olmamalıdır.

Bu gün bu tabloya göre siyonist İsrail'in bu hoyrat davranışının ciddi bir sebebi de müslümanların kendi aralarında ki ihtilafların oluşturduğu iklim deki  hava değişimleridir.

Bu gün siyonist İsrail'in mazlum Filistin halkına reva gördüğü zulüme, adı İslam devleti olan ülkelerden bir tepki yok iken Lübnan Hizbullah'ı yemen mücahitleri ve İran İslam devleti siyonist İsrail'in korkulu rüyası olmuştur.

Bu gün bu anlayışın siyonist İsrail'e karşı mücadelesi emperyalist güçler tarafından perdelenmek istenmektedir.

Bununla birlikte diğer İslam ülkelerinde ki devletler sessiz kalırken müslüman halkın gösteri, lanet ve duadan başka bir pratik ortaya koyamamaktalar.

Şu bir gerçek ki işgalci batının İslam aleminde çekindiği güç  İran İslam Cumhuriyeti ve paydaş yapılarıdır.

Bugün  İslam aleminde bu devrimci sesin  işitilmesini önlemek için bir çok cemaat  bilerek  veya bilmeyerek Müslüman halkların  kulaklarını tıkayarak  engel olmakta ve   fitneye sebep olmaktadırlar.

Farklı düşünce içinde olmak müslümanların ayrılığına sebep olmamalıdır.

Tüm müslümanlar Muhammed'i anlayışta birleşmelidirler.

Siyonist İsrail büyük şeytan ABD işgalci batının yeryüzü fitnesinin önüne ancak Muhammed'i İslam'ın hayat pratiğimizi kuşatması ile gerçekleşebilir.

Allah'tan korkan ve teslim olan müslüman kişilik emperyalist Batı'nın ağzıyla müslümanları değerlendirmemeleri gerekir.

Allah'a hesap vermeyi esas alacak bir kişilik ortaya koymak gerekir. Bu dinin sahibi Allah'tır. Cemaat örgüt parti devlet Allah'a kul olmanın önüne geçemez.

O nedenle ortaya konan pratiklerin Allah'ı razı etme merkezinde olması gerekir. Diğer memnuniyetlerin bir faydası olmadığının bilinmesi gerekir.