Bugun...


Yasin Güler

facebook-paylas
Diyarbakır'da Medya Manipülasyonları ve Değişim İhtiyacı
Tarih: 28-06-2024 00:02:00 Güncelleme: 28-06-2024 00:02:00


 

Diyarbakır’da son dönemde İslami camiaya yönelik sistematik saldırılar ve medyanın bu saldırıları körüklemesi endişe verici boyutlara ulaştı. Bayram sabahı yaşanan su kesintileri, İsrail menşeli ürünlerin boykotlarının çarpıtılması, belediye çalışanlarına yapılan mobbingler ve hatta Diyarbakır mülki amirine giderayak yapılan eleştiriler, adeta tek bir merkezden yönetilen bir kampanyanın ürünü gibi görünüyor. Bu olayların ardındaki karanlık güçlerin kimler olduğu, neden böyle bir propagandaya ihtiyaç duydukları, herkesin aklında aynı soruyu oluşturuyor: Bu organizasyonun arkasındaki gerçek güç kim?

Bayram sabahı su kesintisi ile halkı mağdur etmek, ardından sanki devlet eli ile yapılmış gibi göstermek planlı bir harekettir. İsrail ürünlerinin boykot edilmesi dünya genelinde kabul gören bir eylemken, Diyarbakır’da bu boykotun ‘saldırı’ olarak haber yapılması ise tam anlamıyla manipülasyondur. Belediyelerdeki mobbingler de cabası. Bu mobbing olayları, gündemi değiştirmek için mi kullanılıyor yoksa gerçekten sistematik bir baskının ürünü mü? Medyanın bu konudaki tutumu, hazır cümlelerle yapılan kopyala-yapıştır haberciliğin ötesinde, bilinçli bir propaganda aracına dönüşmüş durumda.

Örneğin, bir kafeyi boykot eden göstericilerin mekandan polis zoru ile çıkartılmasını, göstericilerin sanki polis eşliğinde kafeye giriyormuş gibi servis ettirerek bu karanlık güçler neyi amaçlamıştır? Bunun cevabı bellidir. Konu ile ilgili açıklama yapan Diyarbakır mülki amirliği, bu manipülasyonu bozduğu için mi birileri hakkını helal etmiyor? Helalsizler önce işlerini düzgün yapmalıdır. Her gün art niyetli esnafın keyfi zamları ile uyanan bu halka öncelikle helalsizlerin dur demesi gerekirken, helalsizler mülki amirliğe kafa tutmakla meşgul sanki. Siyaset yapmak isteyen siyasetine baksın, işi olan işine dönsün.

Diyarbakır mülki amirine yönelik eleştiriler, görev süresinin sonuna gelmiş olmasıyla daha da dikkat çekici hale geliyor. Görev süresi boyunca yaptığı çalışmalarla tanınan bir mülki amire giderayak saldırılması, ardında kimlerin olduğunun açık bir göstergesi. Helalsizlerin ve çeşitli birimlerin, mülki amire dahi kafa tutacak konuma gelmesi, arka plandaki karanlık güçlerin ne denli etkili olduğunu gözler önüne seriyor. Bu güçler, Diyarbakır’ın geleceği üzerine nasıl bir oyun oynuyor?

Medyanın bu olayları çarpıtarak sunması, kentin dinamiklerini ve toplumsal yapısını hedef alan bilinçli bir manipülasyondur.

Hani yol ücretleri gelen tepkiler üzerine geri alınmıştı? Hani kimse fazla ücret ödemesin diye ahkâm kesilmişti? Ne oldu? Bir hafta bile sürmedi sözde sosyalist duruşunuz. Ölen 15 vatandaşımız için bile ortak bildiriyi bırak, bunca yapı bir tek metin yayınlamaması açıkça gösteriyor ki birileri birilerinin dizginlerini tutuyor. Ata binenler belki deh dememiş.

İsrail ürünlerinin boykot edilmesi, dünya genelinde kabul gören ve desteklenen bir eylemdir. Ancak, Diyarbakır’da bu boykotun medyada ‘saldırı’ olarak sunulması, yerel basının nasıl bir manipülasyon aracı haline geldiğini göstermektedir. Bu tür haberler, halkı yanlış bilgilendirmek ve gerçek sorunları göz ardı etmek amacıyla yapılmaktadır.

 

Belediyelerdeki mobbingler de bu manipülasyonun bir parçasıdır. Belediyelerde yaşanan mobbing olayları, kamu çalışanları üzerinde baskı kurarak, gerçek sorunları örtbas etmek için kullanılmaktadır. Medyanın bu tür olayları abartarak sunması, halkı yanıltmak ve gerçek gündemi saptırmak amacını taşımaktadır. Bu tür manipülasyonlar, Diyarbakır’ın geleceği üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır.

Ortak kınama mesajlarını imzalayanlara bakıyorsunuz, LGBT savunucularından tutun da parklarda çırılçıplak dans eden ahlaksız kuruluşlar başı çekiyor. Bu karanlık güçlerin nasıl bir amaç peşinde olduğunu anlamak zor değil. İslami değerlere saldırarak, toplumsal huzuru bozarak, kendi çıkarları doğrultusunda bir düzen kurmak istiyorlar. Diyarbakır gibi kadim bir şehirde bu tür alçakça planların uygulanmasına izin vermemeliyiz.

Diyarbakır’da bir değişim olacaksa, bu değişim köklü ve radikal bir şekilde yapılmalıdır. Şehrin kaderini ellerinde tutan her türlü örgüt ve bu örgütlerin uzantısı olan kişiler, memur yasaları ile güçlendirilmiş olsa dahi koltuklarından bir an önce alınmalıdır. Aksi takdirde, bu şehirde kim görev yaparsa yapsın, şehrin kaderi değişmeyecek, aynı sorunlar tekrar tekrar yaşanacaktır. Medyanın manipülasyonları ve bu manipülasyonların arkasındaki karanlık organizasyonlar sorgulanmadıkça, Diyarbakır’ın gerçek sorunları asla çözülemeyecektir.

Diyarbakır’ın geleceği için gerçekçi ve köklü değişimlerin yapılması şarttır. Şehirdeki medya manipülasyonları, halkı yanlış bilgilendirme ve toplumsal huzuru bozma amacı taşımaktadır. Bu tür manipülasyonların arkasındaki güçlerin kimler olduğu, ne amaçladıkları ve nasıl bir strateji izledikleri dikkatle incelenmeli ve deşifre edilmelidir. Diyarbakır’ın geleceği, bu karanlık güçlerin elinde oyuncak olmamalıdır.

Özet olarak, Diyarbakır’da medyanın bilinçli manipülasyonları ve bu manipülasyonların arkasındaki karanlık güçler derhal deşifre edilmelidir. Şehrin gerçek sorunlarına odaklanılarak, köklü ve radikal değişimlerle bu kısır döngüden çıkılmalıdır. Diyarbakır, medyanın ve karanlık organizasyonların oyuncağı olmaktan kurtulmalı, kendi kaderini tayin etme gücüne kavuşmalıdır. Bu amaçla, şehrin tüm dinamikleri seferber edilmeli ve Diyarbakır’ın geleceği için topyekûn bir mücadele başlatılmalıdır. Yalnızca bu şekilde Diyarbakır, hak ettiği huzur ve istikrara kavuşabilir ve gerçek sorunlarına çözüm bulabilir.



Bu yazı 1022 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI