Osmanlı'nın işgal edilip yıkılışından hemen sonra işgalci Batı'nın öncülüğünde Siyonist Yahudiler Filistin topraklarına yerleştiler.
Bu yerleşim her gün yeni işgallerle büyüdü. Filistin halkı Ürdün başta olmak üzere komşu ülkelere göç etmek zorunda bırakıldı.
Ümmetin başsız lığı ve otorite zayıflığı Siyonist Yahudi anlayışını bu topraklara sahip çıkmasına ve yerleşmesine sebep oldu.
Bir çok halkı Müslüman ülke hem bu işe sessiz kaldılar hem de Siyonist Yahudilerin terörist İsrail devletini tanıdılar.
Halkı Müslüman ülkelerde Müslüman halklar bu işgali ve yapılan zulümleri ancak camii önlerinde veya meydanlarda bağırarak protesto ettiler.
Bu davranışlar eylemler siyonist Yahudileri durduramadı bilakis dünden bugüne güçlenerek işgale devam etmektedirler.
Bu dağınık ve kopuk tepkileri İslam Cumhuriyeti kurulduktan sonra müslümanların dini lideri Ayetullah Hümeyni her Ramazan'ın son cumasını yeryüzündeki tüm müslümanların aynı heyecan ve irade ile Siyonist İsrail’in kınanması için "Dünya Kudüs günü" olarak ilan etti.
Direniş hareketi İslam Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra terörist İsrail'in korkulu rüyasına dönüştü.
İmam dünya Müslümanlarını ciddiyet ve samimiyete çağırarak şunu söylemişti. Her Müslüman İsrail'e "tükürse" israil bu tükürükte boğulur demişti.
Samimiyetten uzak Müslümanın hali küstah terör devleti İsrail'in İslam coğrafyasında cirit atmasına sebep olmaktadır.
Müslümanlar onların sermayesi ile üretilen ve onlara aleni destek olan firmaların ürünlerini kullanmazsa ekonomik olarak terör devleti İsrail'e ciddi bir darbe vurulabilir.
Yine her Müslüman kendi coğrafyasında İsrail'le işbirliği yapan iktidarları bu ilişkinin kesilmesi yönünde zorlayabilir.
Yine siyonist İsrail'e karşı yiğitçe mücadele eden direniş anlayışına destek verip etrafında toplanılabilinir.
Bugün "akıletmeyen düşünmeyen" ahiretini hiçe sayan Müslümanlar İsrail'den daha sert direniş cephesine düşmanlık etmektedir.
Bu hal Müslümanların özden uzaklaşmasının en net göstergesidir.
Bugün İslam alemi Muhammed'i anlayıştan uzaklaşmış uydurulmuş bir din anlayışının peşinden gitmektedirler.
Terörist İsrail'in dostlarına dost düşmanlarına düşmanlık yapan müslümanlar hakikat cephesinden uzak kalplerine beyinlerine hipotek koyulmuş bir duruma düşmüşlerdir.
Lüx şatafat israf gösteriş kibir enaniyet Müslüman kişiliği kuşatmış durumda. Sevgi merhamet aşk muhabbet hakikati arama arzusu ahiret bilinci hesap günü anlayışı adalet doğruluk kişilik Müslüman’dan uzaklaşmış durumda.
Küstah bir hadsizlik ile hareketi marifet sayan ismi Müslüman olan anlayış bir tablo gibi karşımızda bulunmaktadır.
Bu tablonun ressamı ise uydurulmuş dinin sahipleri.
KUDÜS özgürleşmesi için önce zihinlerimizin özgürleşmesi lazım.
Direnişi cephesinin önyargısız desteklenmesi lazım.
Müslümanca düşünmemiz lazım.
Özgür Kudüs özgür ümmet anlayışından geçer.
Allah Müslümanlara akletmeyi düşünmeyi nasip etsin.
Bu cuma "DÜNYA KUDÜS" günü Müslümanların vahdetine vesile olması temennisi ile…