İslam önüne arkasına bir eklenti getirilmeyecek kadar nettir.

"İslam islamdır."

Bugün yeryüzü beşeri sistemlerin cirit attığı arenalara dönmüş durumdalar. Beşeri sistemlerin temel beslenme kaynakları sömürü düzenleridir.

Sömürü düzenine sırtını dayanan batı anlayışı yeryüzü hakimiyet süresince insanlığa kan göz yaşı fakirlik ve ölümü layık gören bir sistemi aşamamıştır.

İslam barış selamet adalet ve kardeşliğin  yeryüzündeki pratik uygulayıcısı olmuştur.

Yeryüzü hakimiyetinde İslam'ın kokusu gelen Osmanlı Selçuklu iktidarları da dünya mazlumlarının en rahat ettiği dönemlerdir.

Birde yeryüzünün Muhammed'i İslam ile yönetildiği bir iktidardan bahsedecek olursak adaletin kardeşliğin paylaşımın özgürlüğün en zirve halinin pratiğini görmek mümkün olacaktır.

Bu gün insanlık bu yönetime hasret, Batı'nın sömürgeci anlayışının  en çekindiği sistem  ise budur.

Bu sistemin hayat bulmaması için halklarla bu sistemin buluşmaması için sömürgeci batı  elinden gelenin üstünde çalışmaktadır.

Muhammed'i İslam ihtilafların husümetlerin  firakların ihanetlerin ortadan kalktığı kardeşliğin adaletin özgürlüklerin yaşandığı sistemin adıdır. Allah insanlığı cahiliyeden kemalete ermesi için gönderdiği sistemin adıdır islam.

İslam önüne arkasına bir eklenti ye ihtiyaç duymayan net olan bir anlayıştır.

Bu netlik tüm insanlığın kurtuluşunun adıdır.

Bu sistem tüm sorunların çözümünün kapı anahtarıdır.

Bu sistem insanlığın kardeşçe yaşamasının zeminidir.

Bu sistem insanlığın (beşeriyetin) henüz hayal edemediği bir gerçekliktir. 

Beşeri sistemler insanlığa bir şey kazandırmamış.

Dünya müslümanları kendi devlet, cemaat, örgütlerini Allah'ın dinine hizmete adarsa bu adalet sisteminin iktidarına ulaşabiliriz.

Görünen o ki bugün devletler, cemaatler, örgütler Allah'ın dinini kişisel çıkarlarına   basamak olarak kullandıklarıdır.

O nedenle firak ve ayrılıklar bu zeminde hayat bulmaktadır.

Yeryüzünün selamete ermesi için bu öze dönüşe ihtiyaç her zamankinden çok bugün ihtiyaç vardır.

Nasıl ki İslam'ın önüne arkasına bir eklenti ye ihtiyaç yoksa müslümanın da o parti bu cemaat eklentisine ihtiyacı yoktur. Tüm cemaatler partiler örgütler Allah'ın dinine hizmeti esas alan zeminde kardeş olmayı öncellemelidirler.

Aksi halde hesap çok çetin olacaktır. Bugün ki işlenen zulmün oluşmasında bir sebepte bu anlayışın Müslümanlarca terk edilmesidir.

Müslümanların tek bir davası vardır o da Allah'a kulluğunun geregi gibi yaşayıp müslümanca hareket etmesidir. İçinde bulundukları araçları (cemaat parti örgüt) amaç haline çevirmemeleridir.