Bir meclise sadece girerken değil, çıkarken de bu mesajı tekrar edilmelidir. Zira Hazreti Peygamber şöyle buyuruyor:
إذَا إِنْتَهَى أَحَدُكُمْ إلى الْمَجْلِسَ فَلْيُسَلِّمْ فَإِنْ أَرَادَ أَنْ يَقُومَ فَلْيُسَلِّمْ
(Biriniz bir meclise girdiğinde selam versin, çıkmak istediği zaman da selam versin.)
3) Müslümanlar kendi lokal iç barışlarını sağladıktan sonra evrensel barış için Kur’an’ın Al-i İmran suresinin 64. ayetinde “ehl-i kitab”a da şöyle barış ve diyalog çağrısında bulunurlar:
قُلْ يَا أَهْلَ الْكِتَابِ تَعَالَوْا إِلى كَلِمَةٍ سَوَاءٍ بَيْنَنَا وَ بَيْنَكْمْ أَلاّ نَعْبُدَ إِلاّ اللّه
(De ki: “Ey Ehl-i Kitap! Gelin bizimle sizin arasında ortak olan bir kelimede birleşelim ki o da Allah’tan başkasına ibadet etmeyişimizdir.)
Bu barış bir tarafın lehine öbür tarafın aleyhine değil, belki şu müşterek prensipleri hayata geçirecek şekilde sonuçlanmalı ve bu prensipler tüm taraflar için bağlayıcı olmalıdır:
A) Bütün peygamberlere saygı göstermek, hiçbirine dil uzatmamak, B) Dinlerin kutsallarına karşı saygısızlık etmemek, C) Bütün dinlerin mensuplarına din ve vicdan özgürlüğü tanımak, onların inançlarını yaşamalarının önündeki bütün engelleri kaldırmak, D) Her türlü ırk, renk ve dil ayrımcılığına karşı birlikte mücadele etmek; dolayısıyla bütün ırklara, renklere ve dillere hayat hakkı tanımak. E) Ders kitaplarında din düşmanlığı yapan konuları çıkarmak, bu konuların yerine bütün dinlerde müşterek olan maddi ve manevi değerleri ön plana çıkarmak. 3. Barış ve Ateşkes Süreci: Haram Aylar“Her şey zıddıyla bilinir” kaidesine göre savaşın karanlık yüzü ancak barışın aydınlık yüzü ile anlaşılır ve barışın değeri bilinir. Toplumlar ve bireyler barış sürecinde huzur ve güvenin çok yönlü değerini anlar, savaşların kendilerini maddi ve manevi olarak ne denli kayba uğrattığını görür, bu sürecin kalıcılık kazanması için durumlarını yeniden gözden geçirme fırsatını yakalarlar. Bundan dolayıdır ki Arapların 12 ay boyunca birbirleriyle veya komşuları Fars ve Bizanslılarla yaptıkları savaşlara ara vermek için “haram aylar” adıyla dört aylık bir barış ve ateşkes süreci gerekli görülmüş; bu dört ayda savaş haram ilan edilip yasaklanmış; şu ayetlerde görüldüğü gibi bu aylarda yapılacak olan savaşlar ve süreç ihlalleri büyük bir günah ve barbarlık olarak görülmüştür:
-“Ey habîbim sana haram bir ayda savaşmanın hükmünü soruyorlar. Onlara deki: Haram bir ayda savaşmak büyük bir günahtır” (Bakara: 217).
-“Allah katında 12 ay vardır; bunlardan 4 tanesi haram aylardır (dokunulamaz aylardır, kutsal aylardır; savaşılamaz aylardır); bu kutsallığı ihlal ederek kendi kendinize karşı zalim duruma düşmeyin”! (Tevbe: 36).
Bu sure Kuran’da besmele ile başlamayan tek suredir. Bu büyük bir olaydır. Neden özellikle bu sure besmele ile başlamıyor? Bu soruya cevap olarak gösterilen yorumlardan bir tanesi Übey b. Ka’b’a aittir. Buna göre barış ve ateşkes antlaşmasını bozanların, sulh sözleşmesini ihlal ederek tekrar savaşı başlatanların bu yaptıkları Allah’ın Rahman ve Rahîm sıfatlarıyla yan yana getirilemez.
4. Haram Aylar Barış Sürecini İhlal Eden Ficar Savaşları ve Hz. MuhammedBarış ve ateşkes antlaşmasını bozan tarafın başlattığı her savaşa siyer kitaplarında “ficar savaşı” adı layık görülmüştür. Arapça bir kelime olan “ficar”ın anlamı zulüm, fasıklık ve barbarlıktır. Barış ortamının kıymetini bilmeyip, haram ayları delip tekrar savaş başlatanlara karşı caydırıcı bir gücün oluşturulması yoluna gidilmiş; barbar taraf tekrar barışa zorlanmıştır ki Hz. Peygamber iki kez bu barış için savaşa iştirak etmiştir. Birincisinde Ebû Bera adlı bir barbarı mızrağıyla yaralamış; ikincide de içlerinde amcalarının da bulunduğu barış için savaşan kesime ok yetiştirerek destek vermiştir.
başakşehir escort ,ikitelli escort ,güneşli escort ,kayaşehir escort ,bağcılar escort ,esenler escort ,eyüp escort ,güneşli escort ,kumburgaz escort ,topkapı escort