Bugun...


Prof. DR. Kadri Yıldırım

facebook-paylas
İSLAM’DA BARIŞ VE BİR BARIŞ PROJESİ OLARAK “MEDİNE SÖZLEŞMESİ” – 1
Tarih: 11-10-2020 19:15:00 Güncelleme: 11-10-2020 19:15:00


 

İSLAM’DA BARIŞ

Kur’an ve sünnet bir bütün olarak incelendiğinde ve olaylar sebep-sonuç ilişkileri çerçevesinde tahlil edildiğinde görülecektir ki İslam’da barış amaç, savaş ise bu amacı gerçekleştirmek için gerekli görüldüğü zaman başvurulan son araçtır. Zaten şurası dikkat çekicidir ki “İslam” isminin türediği “s-l-m” kökü etimolojik olarak “barış” anlamına gelmektedir. Yani Allah (celle celalühü) insanlık âlemine göndermiş olduğu son evrensel din olan İslam’a “Barış” adını uygun görmüştür. Her yıl 1 Eylül’de kutlanan Dünya Barış Günü münasebetiyle hem bu anlamlı günde hem de birkaç gün sonrasında değişik çevreler tarafından dünyamız için barışın önemi üzerinde durulmaktadır. Bu münasebetle biz de adı barış olan İslam’ın barış perspektifiyle başlayarak ve bir barış projesi olan “Medine Sözleşmesi” ile devam ederek birkaç gün sürecek olan bir seri yazı çerçevesinde dinimizin barış anlayışını özet de olsa arz etmeye çalışacağız. Bu seri bittikten sonra da “İSLAM’DA SAVAŞ AHLAKI” başlığıyla başka bir serimiz de olacak inşallah.

1. Bir Anekdot

Bilindiği gibi kabileler arası savaşlarla meşhur olan cahiliye Arapları çocuklarına savaş anlamına gelen “HARB” adını koyarlardı. Ebu Süfyanın babasının adı da Harb idi. Bu bağlamda İmam Malik’in “el-Muvatta” adlı hadis kitabında geçen bir anekdot Hz. Peygamber’in savaş ve barış bağlamında nasıl bir bakış açısı sergilediğini göstermesi bakımından dikkat çekicidir. Olay şudur:

“Bir gün Hz. Peygamber kendi devesinin sağılmasına yardımcı olacak birilerinin oralardan geçmesini bekliyormuş. Derken birinin karşıdan geldiğini görüyor ve yanına geldiğinde devesinin sütünün sağılması için kendisinden yardım istiyor. Adam kabul ediyor fakat birden Hz. Peygamber’in aklına onun adını sormak geliyor. Adamın “benim adım HARB'” deyince Hz. Peygamber “aman sen yoluna devam et” diyor ve onu gönderiyor. Harbin adını bile duymak istemiyor. Biraz daha bekliyor ve karşıdan başka birinin geldiğini görüyor. Adam yanına geldiğinde Hz. Peygamber “bana süt sağımında yardım et” demeden önce adını soruyor. Adam adının “Yaşar” anlamına gelen “YAÎŞ” olduğunu söyleyince Hz. Peygamber deveyi ona sağdırıyor”. Evet. İmam Malik’ten aktardığımız bu anekdot küçük, fakat mesajı çok büyüktür.

2. Kur’an-ı Kerim’den Bazı Barış Mesajları

Kur’an bütün inananları barışa davet ederek onlara şöyle seslenmektedir:

– والّصُّلْحُ خَيْرٌ

“Barış daha hayırlıdır” (Nisa:128).

-“Eğer müminlerden iki kesim savaşırsa bu kardeşlerinizi barıştırın. Şayet buna rağmen biri öbürüne karşı saldırılarına devam ederse Allah’ın emrine dönünceye kadar siz de saldırgan tarafla savaşın” Hucurat: 9). Yani üçüncü bir taraf olarak siz onları güç kullanarak barışa zorlayın”.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا ادْخُلُوا فِي السِّلْمِ كَافَّةً؟

-”Ey iman edenler hepiniz barış dairesine giriniz (Bakara:208).

Bu ayette 3 önemli husus dikkat çekmektedir:

a) İman ile barış yan yana zikredilmiştir. Dolayısıyla barışsız bir iman olamaz b) Ayette bir şeyin içinde olmak, bir şeyin içine girmek anlamını ifade eden “fî” edatı kullanılmıştır. Dolayısıyla mesaj şudur: Barışın köşesinde kıyısında değil, tam içerisinde olacaksınız. c) Ayette hepiniz anlamına gelen “kaffeten” kelimesi kullanılmıştır. Yani askeriyle, siviliyle, genciyle yaşlısıyla, kadınıyla erkeğiyle, siyahıyla beyazıyla, Arap olanıyla olmayanıyla.

Hz. Peygamber “selam” şiarını sesli bir barış parolası haline getirmeyi emretmektedir:

يا ايها النّاس افشوا السّلام

(Ey insanlar selamı yayın, yaygınlaştırın, kapsamını geniş tutun.)

Hazreti Peygamber’in bizden yaygınlaştırmamızı istediği SELAM tam bir barış parolasıdır. “esselamu aleyküm” diyen kişi selam verdiği kimseyle barışık olduğunu, kendisinden ona bir zarar gelmeyeceğinin mesajını vermektedir. Böyle selam veren kişi, selam verdiği kişi veya kişilerden cevap bekler: Acaba onlar da bu sözlü barış mesajına olumlu cevap verecekler midir? Ne zaman “ve aleyküm selam” cevabını alırsa işte o zaman kendini tam bir güven içinde hisseder. Selamın sesli bir barış parolası haline getirilmesini isteyen Hz. Peygamber’in bu hadis-i şerifinde iki önemli husus dikkat çekmektedir:

1) “Ya eyyuhe’n-nasu” ile bütün insanlara hitap edilmesi;

2) “ifşa” kelimesinin de ifade ettiği gibi bu barış parolasının yaygınlaştırılması, buna her zaman başvurulması.

DEVAM EDECEK

 

 



Bu yazı 4732 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI