Bugun...


Psikolog Cansu Fidan

facebook-paylas
ERGENLİK DÖNEMİ
Tarih: 02-11-2022 10:18:00 Güncelleme: 02-11-2022 10:18:00


Ergenlik nedir?


Ergenlik, her bireyin büyürken yaşadığı bir gelişim dönemidir. Dünya sağlık  örgütüne göre, 10–19 yaşları arasında yaşanılan bu döneme girme ve onu  tamamlama yaşı, genetik olduğu kadar çevresel faktörlere göre de değişiklik  gösterebilmektedir. Yapılan araştırmalarda, kızların ergenliğe giriş yaşının erkeklere oranla daha erken olduğu kanıtlamıştır. Günümüzdeki beslenme alışkanlıklarının hızla değişiyor olması, hormonlu gıdalardaki artış; ergenliğe giriş yaşını kızlarda 7-8 yaşlarına erkeklerde ise 8-9 yaşlarına kadar indirmiştir.


Ergenle İletişim


Ergenlik döneminde bireyler, biyolojik gelişimin yanı sıra psikolojik, zihinsel ve  sosyal açıdan gelişir, olgunlaşırlar. Çocukluktan yetişkinliğe adım atıldığı, kişinin artık kendini ve çevresini farklı bir pencereden gördüğü bu karmaşık devre, çocuğun önceki gelişim basamaklarını sağlıklı bir şekilde tamamlaması ile mümkün olabilir. Vaktinden önce bu değişimlerle baş etmek zorunda kaldıklarında belirli zorluklar yaşamaları doğaldır. Öncelikle, henüz oyun çağında olan çocuk içten gelen değişimleri ve bedenindeki farklıkları anlamlandırmakta zorlanabilmektedir. Bu konuda onlara yardımcı olacak en büyük ve en önemli unsur ise, önlemler alacak ve ona rehberlik edecek ebeveynlere sahip olmaktır. Öncelikle, mümkün ise, bir uzmandan yardım alınarak neler yapılması gerektiği beraberce öğrenilmeli ve destek olunduğu hissettirilmelidir. Ek olarak, anne ve babaların, ergenlik dönemini uzun zaman önce geride bıraktıklarını hatırlamalı ve yeni nesilde ergenlik konusunda daha  donanımlı olmaya çalışılması gerektiği unutulmamalıdır.

 

Anne ve Babalara Düşen Görevler


Bu zorlu süreçte, anne ve babaların üzerine düşen; ergenlik dönemine ait temel özelliklerinin öğrenilmesidir. Bedensel değişiklikler ile birlikte, duygu ve düşünce yapılarında da yaşanabilecek değişiklikleri öngörmek ve hazırlıklı olmak  gerekir. Arkadaşları tarafından kabul görecek bir tarza sahip olmanın, sevilecek  ve takdir görecek bir genç olma çabası olduğunu bilmek, anne ve babanın  aklında yer eden sorulara çözüm olacaktır. Bu ve bunun gibi kabul görme, takdir  edilme çabalarını görmezden gelerek, fazlasıyla hassas oldukları dış görünüşleri  hakkında yerli yersiz yapılan eleştiriler, anne-baba-çocuk ilişkisini uzayıp giden  tartışmalara sürükleyecektir. Geçiş sürecine özgü, bu gibi durumları bilmek,  anne ve babanın bunlarla karşılaştıklarında soğukkanlı kalmalarını sağlayacağı  gibi, bazı davranışların bu döneme özel olduğunu kabullenmek; yaşanılan 
duruma başka bir açıdan bakmalarına yardımcı olacaktır. Anne ve babanın yaklaşımları, çocuklarının ileride nasıl bir birey olacağını da  doğrudan etkileyebilmektedir. Çocuklarını aşırı kontrol ve koruma altına almaları sonucunda, onların başkalarına bağımlı, kendine güveni olmayan  kişilikler geliştirmelerine sebep olabilirler. Bunun tam aksini yaparak, hiçbir  davranış ve hareketi kontrol etmeyen, aşırı hoşgörü ortamında büyüyen kişiler  de bencil bir karakter geliştirebilir. Buna bağlı olarak da, sürekli dikkat çekmek  isteyen bir tutum sergileyebilirler. Baskıcı bir anne ve babanın çocuklarında da ise başkalarının ne düşündüğüne her şeyden çok önem veren, pasif, geri planda  kalan bir kişilik yapısı görülebilir. Çocuğuna başarabileceği görevler veren, yapmak istedikleri için onu cesaretlendiren ve ona kullanabileceği beceriler kazandıran ailelerin çocukları gerçek hayatta başarıya ulaşabilir ve bununla nasıl baş edebileceklerini bilirler.


Değişim Sürecini Yönetirken…


Anne ve babaların unutmaması gereken en temel öğe, ergenlerin bu değişim süreci boyunca çevreden gördüklerini öğrenerek uygulayacaklarıdır. Çocuklar, en yakınlarında bulunan anne-babalarını iyi veya kötü özelliklerini model alırken, olaylar karşısında kendi davranış setlerini oluştururlar. Anne ve babanın başlattığı sağlıklı iletişim yönleri, bir süre sonra çocuk tarafından fark edilecek ve o da uygulamaya başlayacaktır. Sadece ergenlik döneminde değil, her dönemde iletişimin doğru ve kaliteli olması anne-baba-çocuk ilişkisinin de aynı derecede güçlü ve sağlıklı olmasını sağlar. Ergenliğin üzerinde bu kadar ısrarla durulmasının sebebi, bu dönemdeki çocukların ailelerinden uzaklaşmadan, hayati karar süreçlerinde yalnız hissetmemeleri, doğru seçimler için en büyük desteği anne ve babalarından görmeleri gerektiğindendir.


İletişimde Destek Olacak İpuçları


1. Birlikte zaman geçirilmeli, sohbet etmek, vs. için zaman ayırılmalıdır.
2. İki taraftan biri sinirliyken tartışılmamalı, sakinleştikten sonra ilgili davranış ile 
ilgili konuşulmalıdır.
3. Okulda ve okul dışında onları sosyalleştirecek çeşitli faaliyetlere katılmaları 
konusunda yönlendirin.
4. Kariyer hedefleri konusunda destek olun ve kendi isteklerinize değil de 
onların isteklerine kulak verin.
5. Aile kuralları hakkında, karar ve düşüncelerini belirtmelerine izin verin. Bu, 
onların sorumluluk duygularına katkıda bulunacaktır.
6. Arkadaşlarını tanıyın, aileleri ile birlikte katılabilecekleri programlar yapın.
7. Düzenli ve kuralları olan bir çevre sağlayın ve özgür olmalarına fırsat tanıyın.
8. Onları anlamaya çalışın ve önemsediğinizi gösterin.
9. İletişimin sadece tek taraflı olmamasına özen gösterin. Kendi kişiliğini ortaya 
koymak için eleştirmeyi de öğrenmesi gerekeceğini unutmayın.
10. Başkalarının yanında davranışlarını eleştirmeyin, bu tür paylaşımları 
yalnızken yapın.
12. Onlara yardımcı olacak yegane kişilerin anne ve baba modeli olduğunu 
unutmayın.
13. Çözümsüzlük noktasında çatışmalara girmeden, bir uzmandan destek 
almaktan çekinmeyin.


Ne Zaman Yardım Almalı?


Aşağıdaki davranış biçimlerini gözlemliyorsanız;


 Yanlış arkadaş/arkadaş grupları ile vakit geçiriyorsa,
 Okul ve derslerindeki ilgi ve başarısında düşüş varsa,
 Okula gitmiyor, okuldan kaçıyorsa,
 İçe kapanık bir profil çizmeye başladıysa,
 Öfke nöbetleri geçiriyorsa,
 Anne, baba, okul ve toplumla ciddi çatışmalar yaşıyorsa,
 Madde kullanımı gözleniyorsa,
 İnternet bağımlılığı kontrolden çıktıysa,
 Aşırı güvensizlik hissediyorsa,
 Sosyal ortamlara girmede korku yaşıyorsa,
 Mutsuzluğu fark ediliyorsa,
 Dikkat eksikliği artış gösterdiyse,
 Hiçbir şeyden zevk almamaya başladıysa,
 Aşırı sınav ve başarı kaygısı duyuyorsa,
 Takıntılı düşüncelerden kurtulamıyorsa,ve de ergen ile iletişim kurmakta zorlanılıyor ise, zaman kaybetmeden yardım alınmasında fayda olacaktır.



Bu yazı 1829 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI