Dünyanın başı bugünlerde virüsün (covid-19)  neden olduğu hastalıkla dertte. Öyle ki Corona virüs dünyanın korkulu rüyası haline geldi. Corona virüsün bulaşıcı olması ve  ölümlere sebep olması dünya genelinde önlemlerin alınmasını beraberinde getirdi. Kimi ülkeler sokağa çıkma yasağı getirirken, kimi ülkeler de sadece  hastalığın görüldüğü bölgelerde karantina uygulamasına gitti.

Geçmişte de kuş gribi, domuz gribi, sars gibi  virüslerden kaynaklı hastalıklar görüldü.  Fakat hiçbiri   dünyayı bu kadar korkutmadı.  Küresel kaoslara da  sebep olmadı. Bu  virüslerin hiçbiri piyasaları da bu kadar allak bullak etmedi. Corona virüsten kaynaklı küresel kaoslardan ötürü    devletler olağanüstü tedbirler  almaya başladı.

İlk olarak Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan coronavirüs dalga dalga tüm dünyaya yayılıyor. Dünyada şimdiye kadar  en çok etkilenen ülkeler Çin, İtalya ve İran oldu. İtalya da vaka sayısı o kadar çok ki, 65 yaş üstünü yoğun bakım ünitelerine almamaya başladı. Bir nevi 65 yaş üstünü ölüme terk ediyor. İran virüs kontrolden çıkınca yaklaşık seksen bin mahkumu serbest bıraktı.

Ülkemizde de ilk Corona virüs vakası 11 Mart’ta görüldü.

13 Mart’ta sayı 5’e,

14 Mart’ta 6’ya,

15 Mart’ta 18’e,

16 Mart’ta 47’ye,

17 Mart’ta 98 vaka ve ilk ölüm gerçekleşti. Bu ölümle birlikte virüsün acı yüzüyle tanışmış olduk. Vaka sayısı da günden güne katlanarak artıyor. Tedbir amaçlı okullar tatil edildi. Camilerde cemaatle namaz kılmaya geçici bir süre ara verildi.  Kafe, kıraathane, taziye evleri ve restaurantlar gibi insanların toplu olarak bulunduğu mekanlar geçici olarak kapatıldı.

İnsanlık çok zor gönderin başlangıcında ülke olarak hiç olmadığımız kadar tedbirli olmalıyız. Bu süreçte ellerinizi ellerimizi sık sık sabun ve bol suyla yıkanmalı, ellerle yüz göz ve ağıza dokunulmamalı. İnsanlarla temastan kaçınılmalıdır. Çünkü bu hastalık dalga dalga yayılıyor. Örneğin Marketten bir ürün alacağız ve kasiyerin elinde  eldiven var. Evet eldiven kasiyer için bir tedbir olabilir, ama bizim için hiçbir şey ifade etmez neden derseniz? Çünkü her yeni müşteri için o eldiven değişmez ve bizden önce ürünlerini geçtiği, müşteri virüs taşıyorsa çıplak elle getirdiği ürünleri geçince virüs eldivenle, bizim ürünleri geçince de bizim ürünlere, ürünlerden de bize geçer. Biz de bindiğimiz arabaya, asansöre, çevremize ve ailemize taşırız. Bu virüsle savaşırken kuşkusuz en büyük kalemiz evimizdir. Zorunlu bir durum olmadıkça kalemizi terk etmeyelim. Sokağa çıkmayalım akraba, eş dost ziyaretlerini erteleyelim. Bugünlerde misafirden  kabul etmeyelim. Kabul edilmeyen misafirler de darılmasın oturup işin ciddiyetini düşünsün herkes gerekli hassasiyeti gösterirse corona virüs yayılma imkanı bulamaz.

En büyük kalemiz evimiz...

Evinde vinde kal güvende kal...

Evinde kal, hayatta kal…