İnsanlar, çoğu zaman kendi kişiliklerindeki eksikliklerle yüzleşmek yerine, başkalarının masumiyetine dil uzatarak bu eksiklikleri örtbas etmeye çalışırlar. Bu durum, sağır vicdanlarına karşı dürüst olmayı tercih etmemelerinden kaynaklanır. Bunun yerine, ağır kusurlarını yükleyecek bir günah keçisi bulmak, onlar için daha kolay bir yoldur. Bu davranış, aslında insani değerlerin ne kadar nadir olduğunu ve herkesin bu değerlere sahip olamayacağını gösterir.

Kendi hatalarını kabul edip, bu hatalar üzerinde çalışmak cesaret ve erdem gerektirir. Ancak, ne yazık ki, bazı insanlar bu cesareti gösteremeyip, hatalarını başkalarına yansıtarak kendi vicdanlarını rahatlatma yoluna giderler. Bu da, toplumsal ilişkilerde güveni zedeler ve adaletsizliğe yol açar. İnsanlık bir nimettir ve herkese nasip olmaz. Gerçek insani değerler, kişinin kendisiyle dürüst bir şekilde yüzleşmesiyle ortaya çıkar.

İnsan olmanın en önemli gerekliliklerinden biri, kendi kusurlarımızı kabul edip, bunları düzeltmek için çaba göstermektir. Bu, hem bireysel hem de toplumsal olarak daha sağlıklı bir yaşamın kapılarını aralar. İnsan, doğası gereği hatalar yapmaya meyillidir, ancak bu hatalarla yüzleşmek ve onlardan ders almak, insanın olgunlaşma sürecinin bir parçasıdır.

Kendi eksikliklerimizi ve hatalarımızı başkalarına yüklemek, sorumluluktan kaçmanın bir yoludur. Bu, yalnızca kişisel gelişimimizi engellemekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal ilişkilerde de ciddi yaralar açar. Başkalarını suçlamak, kısa vadede rahatlatıcı gibi görünebilir, ancak uzun vadede insanın kendine olan saygısını ve çevresiyle olan ilişkilerini zedeler.

Başkalarının masumiyetine dil uzatmak ve onları suçlamak, aslında kendi iç dünyamızdaki huzursuzluğun bir yansımasıdır. Bu huzursuzlukla yüzleşmek ve kendimize karşı dürüst olmak, insan olmanın temel gerekliliklerindendir. Sağır vicdanlarımızı iyileştirmenin yolu, öncelikle kendimize karşı dürüst olmaktan geçer.

Toplumsal olarak da, birbirimize karşı daha anlayışlı ve hoşgörülü olmalıyız. Kimse mükemmel değildir ve herkesin hataları, eksiklikleri vardır. Bu eksikliklerle yüzleşmek ve onları kabul etmek, hem bireysel hem de toplumsal olarak daha güçlü ve daha sağlıklı bir yapıya kavuşmamızı sağlar.

Sonuç olarak, insanlık bir nimettir ve bu nimete layık olmak, dürüstlük, cesaret ve erdem gerektirir. Kendimize ve çevremize karşı adil olmayı öğrenmeliyiz. Ancak o zaman gerçek anlamda insan olabiliriz. İnsan olmanın gerçek anlamı, hatalarımızla yüzleşmek ve daha iyi bir insan olma yolunda adımlar atmaktır. Herkesin kendi içindeki insanlığı bulması ve bu değerleri yaşatması dileğiyle.