Bugun...


Tarık Ziya Gücüm

facebook-paylas
DÜNYA KONJONKTÜRÜNDE ORTADOĞU VE TÜRKİYE
Tarih: 11-10-2020 18:49:00 Güncelleme: 11-10-2020 18:49:00


Dünya Tarihinde  Tarihsel süreçlerin ve gelişen Olayların, acıların, yıkımların ve oluşumların kodlarının o coğrafyalardaki tarihin geçmişinde aranması gerektiği bilgisi her zaman inandığımız ve savunduğumuz bir bilgidir…

Binlerce yıllık, bir Devlet ve Kültür geleneğine sahip, Ortadoğu ve bölgemiz, tarihin hiçbir döneminde, son elli yılda olduğu  kadar, ABD ve dünya emperyalizminin laburatuvarlarından çıkan projelere muhatap olmamıştır. Evet Laburatuvar; zira,neredeyse bölgenin kodlarını değiştirmek adına, uygulamaya koymadıkları proje kalmadı. Ortadoğuya yönelik genel projelerden başka lokal projeler diyebileceğimiz uygulamalar  artık kabak tadı vermeye başladı.  Sömürge dönemi ve sonrasında  kısa, orta ve uzun vadeli projelerde daha kaliteli laburatuvar sonuçları alan ABD son yıllarda ne hikmetse daha kalitesiz, daha kabak ve eline gözüne bulaşan projelerle dünyaya dizayn vermede eskisi kadar meharetli olamamaktadır.

Malumunuz; en son örneği, yüzyılın anlaşması diye dünyaya açıklamaya çalıştıkları,daha doğrusu açıklayamadıkları  safsata.

Geçmişte, bölgede lokomatif ülke olmaya aday Türkiye yi, köklü ve sağlam  potansiyellerine rağmen, sayısız projelerle ne hale getirdikleri halen hafızalardan silinmiş değil.

Bugün Türkiye, herşeye rağmen Dünya Konjonktür’ünde söz sahibi ise, bu, sahip olduğu dinamiklerin çok güçlü oluşundandır..

Malum, Türkiye 1947 de Amerika nın etki sahasına, başka bir deyişle hava sahasına girdi. Tabi bir ülkenin başka bir üllke hava sahasına girmesi, o ülkenin tüm uçuş kurallarını peşinen kabul etmesi demekti. tabiri caizse uçak yere indirilene kadar o ülkenin hava kontrol kulesi tarafından yönlendirilmek zorunda kalması demekti. Türkiye, Nato üyeliği ile birlikte, tamamen uydu bir devlet görünümüne büründü. Nato üyeliği ve Marshal yardımı sonunda Türkiyeye gelen giden Amerikalıların  dolayısı ile CIA elemenlarının haddi hesabı  yoktu. Eğitim kurumlarından ordu ve ülkenin en hassas kurumlarına kadar CIA uzmanları Nato kimliği ile  ülkenin her yanındaydı. Amerika Türkiyeyi oltada balık olarak görüyordu. Türkiye ye batının tahıl ambarı rolü biçilmişti…

Öyleki; Türkiye, ne zaman sanayileşme hamleleri için Batıdan yüz bulamayıp başka alternatifler aramaya kalksa; Amerika istihbaratı devreye girmiştir. Batıdan alamadığı krediyi, Sovyetlerde arayan menderes bu girişiminin bedelini hayatıyla ödemiştir.

Bu gün, ortaya çıkan Arşivlerden anlıyoruzki 1960, 1971, 1980 Darbeleri CIA nın aktif katılımı ve ..müdahalesi ile gerçekleşmiştir.

1960 darbesinden önce, Amerika nın  Ankara  büyükelçiliği’nden  Pentagon a gönderilen notta Menderes hükümetinin, devrilebilmesi için General Gürsel’e yardım edilmesi gerektiği, acilen belirtiliyordu.

1971 darbesinde ise Askeri darbeden sonra “hükümetin istifasının sağlanması elzemdir” diye, sayın büyükelçi  yine, pentagona not gönderiyor, ne tesadüftürki  o notlarda yazılanlar hep aynen yaşanıyordu…

1980 darbesi ise en kabağıydı, zira dönemin ABD başkanı  CARTER a darbe, beyaz saray görevlisi tarafından “Bizim Çocuklar görevi tamamladı” diye aktarılmıştır..

Türkiye ne zaman sanayi hamlelerine kalkışsa, ne zaman Denge politikalarına yönelse, ne zaman ABD nin dümen suyundan biraz uzaklaşsa Amerika politikaları ülkede tozu dumana katmışlardır. Ülke darbelerle sarsılmış, terör eylemleri artmış, Ambargo kararları alınmış, ülke aydınları ve bunun farkında olanlar ya öldürülmüş yada bir şekilde susturulmuşlardır.

Gazeteci Abdi İpekçi  CIA şefi Poll hernz ile yaptığı röportajdan sonra öldürülüyor. Dünyadaki  Binlerce siyasi içerikli cinayet CIA nın diğer bir ülkeden yönlendirerek işlediği izlerini  taşıyordu.

Her darbenin ardından, yaşanan onca katliam ve insan hakları ihlalleri karşısında, insan hakları havarisi ve özgürlükler aşığı Amerika   hep üç maymunu oynadı.

Bugün Amerika ve Batının Türkiye üzerinde uygulama alanına soktukları projeler 100 yıllık bir hedefi ortaya koymaktadır. Özellikle 2000 li yıllardan sonra bu projeler, açıkça yüzümüze çarpılmaktadır. Hatta o kadar ileri gidilmektedir ki Graham Fuller in, başkanlığını yaptığı  CIA ya  ve  Pentagon a fikir babalığı yapan,  Rand Corporation  gibi düşünce kuruluşları, parçalanmış  ve bölünmüş Türkiye haritaları dağıtıp Dünyaya yaymaktadırlar.

Amerika ve tüm bağlı kuruluşları, hedef aldıkları ülkelerde yerel bağlantılar kurmuşlardır.Çeşitli fonlarla, erasmus, sosyal, bilimsel kuruluşlarla bunu yapıyor.Bunlar arasında kadın kuruluşları, gençlik fonları tarımsal ekonomik oluşumlar ve çeşitli çevreci  gruplar  vardır.

Hedef 100 yıldır aynıdır. Amerika nın, kendisini tek dünya devleti olarak görmesi, Tüm enerji ye zenginliğe sahip olup, tüm enerji havzalarını ele geçirmek istemesi…. Bunun içinde, tüm petrol coğrafyaları biçimlendirilmeli, stratejik noktalara kukla devletler kurdurtulmalı ve her türlü zemin ve alt yapı hazırlanmalıdır..

Türkiye ile ilişkileri, bu bakış açısıyla ortada olan Amerika için biz, orta Amerikada yada Afrikada bir devlet olmuş olsaydık, basit bir CIA darbesi ile işimiz bitirilirdi.

Fakat,  hey! hat! Ki, bu coğrafyalarda yaşamış ve hüküm sürmüş üç büyük imparatorluktan birinin alt yapısı ile kurulmuş Türkiye,  binlerce yıllık devlet geleneğinden geliyor. Ordusu ve ekonomisi ile bölgedeki  en büyük ve hiperaktiv toplumlardan biridir. Bunca darbe, oyun, savaş ve çatışma bölgesi içinde Türkiye halen direniyor.

Fakat binlerce yıllık bir tarih, kültür ve sağduyu karşısında bazı şeylerin rahat değişmeyeceğini  anlamak için ABD nin 250 yıllık tarihi yetmiyor ne yazık ki..

Vesselam..

Tarık Ziya GÜCÜM



Bu yazı 244 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI