Bugun...


Yasin Güler

facebook-paylas
Filistin'in Çığlığına Karşı İnsanlık Nerede?
Tarih: 28-05-2024 00:02:00 Güncelleme: 28-05-2024 00:02:00


 

Filistin toprakları, yıllardır süren bir zulmün ve acının merkezi haline gelmiştir. Ancak bugün, bu zulme sessiz kalmak artık kabul edilemez bir hâl almıştır. Evliyaların ve sahabelerin şehri olarak bilinen Diyarbakır'da, Filistin'in çığlıkları yükselirken, burada konserler, futbol kutlamaları yapılması, buna sessiz kalan bazı STK'ların bunca zulmün içinde sadece bürokratik programlara katılması insanlığın fethedilmeyen vicdanının en temel değerlerine yapılmış bir ihanettir.

Bu STKların çoğu, gözlerinin önünde, masum çocuklar vahşice öldürülmekte, kadınlar ırzlarına geçirilmekte, yaşlılar acımasızca öldürülmekte ve masum ailelerin evleri çadırları paramparça edilmektedir. Ancak lafa gelince bu STK'lar Selahattin Eyyubi'nin torunları olarak dillenir, tarihî bir sorumluluğun mirasçıları olduklarını iddia ederken, bu insanlık suçuna karşı ne acıdır ki sessiz kalmaktadırlar.

Filistin'in acı çığlığı, sadece orada yaşayanların değil, tüm insanlığın vicdanını sarsmaktadır. Artık bu zulme karşı sert bir tepki verme zamanı gelmiştir. Uluslararası toplumun sessizliği, insanlığın geleceğini tehdit eden bir utanç vesikasıdır. Dünya, bu acımasızlığa karşı sesini yükseltmeli, Filistin halkının yanında durmalı ve zalimlere karşı dik durmalıdır. Bu STKlar unutmamalıdır ki, insanlık suçuna sessiz kalmak, suça ortak olmaktır.

"STK'ların asli rolü insanlık vicdanının sesini yükseltmek"

Sivil toplum kuruluşlarının (STK'lar) toplumda önemli bir yere sahip olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Ancak, son zamanlarda bu kuruluşların rolü ve etkisi sık sık gözden geçirilmektedir. Birçok insan, STK'ların toplumun sesi, sorunlara çözüm üreten öncüler olduğunu düşünürken, diğerleri bu kuruluşların etkisinin sınırlı olduğunu ve bazı durumlarda yeterince etkili olamadıklarını savunuyorlar.

Özellikle, STK'ların insanlık vicdanının en üst seviyede olduğu durumlarda sessiz kalmaları sık sık eleştirilir. Örneğin, İsrail'in Filistin'e yönelik zulmü gibi olaylarda, STK'ların seslerini yükseltmemesi ve etkili bir şekilde hareket etmemesi eleştirilir. Bu durumda, STK'ların insanlık vicdanının sesi olması beklenirken, sessiz kalmaları ve etkili bir şekilde hareket etmemeleri, eleştiri oklarının hedefi haline gelir.

Benzer şekilde, bazı STK'lar, bürokrasinin tertip ettiği programlarda daha fazla görünür olmayı tercih ediyorlar. Bu programlar genellikle devlet tarafından yürütülen ve katı kurallara bağlı olan fonlardan veya desteklerden oluşur. STK'lar, bu programlarda etkin bir şekilde yer alarak, kaynaklardan faydalanma ve projelerini hayata geçirme şansını artırıyorlar. Ancak, bazı eleştirmenlere göre, bu durum sadece bürokrasiyle iyi ilişkiler kurmayı hedefleyen sembolik bir çaba olarak kalıyor ve gerçek değişim için yeterli değil.

Buna ek olarak, "etliye sütlüye karışmayan" STK'lar da eleştirilmektedir. Bu STK'lar, genellikle toplumun en acil ve çarpıcı sorunlarına sessiz kalmayı tercih ederler. İnsanlık vicdanının derin sarsıntılar yaşadığı dönemlerde dahi, bu kuruluşlar futbol kutlamalarında veya benzer popüler etkinliklerde daha fazla görünür olmayı tercih ederler. Bu durum, STK'ların sadece belirli çevrelerde popülerlik kazanmak için çaba gösterdikleri eleştirilerini beraberinde getirir.

Ancak, STK'ların gerçek etkisini artırmak için daha fazla iş birliği ve koordinasyon gerekmektedir. Diğer STK'larla ve ilgili kuruluşlarla güçlü ilişkiler kurarak, kaynakları daha etkili bir şekilde kullanabilirler. Ayrıca, toplumun farklı kesimlerinden destek alarak, seslerini daha güçlü bir şekilde duyurabilirler.

STK'ların rolü ve etkisi sürekli olarak tartışılan bir konudur. Ancak, insanlık vicdanının sesini yükseltmek ve gerçek değişimi teşvik etmek için etkili bir şekilde hareket etmeleri gerektiği unutulmamalıdır. Bu, sadece sembolik jestlerle değil, gerçek eylemlerle mümkündür. STK'lar, toplumun farklı kesimlerinden destek alarak, gerçek değişimi teşvik etme potansiyeline sahiptirler. Fakat çoğu bu güçlerini farklı amaçlar için kullandığından toplumu yaralayan olaylarda çoğu vatandaşta sanki sessiz kaldığını anlıyorsa da acı gerçek olan tarafı tamda budur.



Bu yazı 827 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI