Benim Siyasi Partilerle ilk tanışıklığım 1987 yılındaki Milletvekili Genel seçimleriydi.  17 yaşındaydım. O dönem Refah partisi vardı ve benim ilk heyecanlı koşuşturmalarım MGV aracılığıyla o seçimde olmuştu. Refah Partisinin lideri rahmetli Erbakan Hocanın seçim mitingi için Ergani’ye gitmiştik. O gün sağanak yağmur altında (abartısız) kemiklerimize kadar ıslanmış ve fakat çok tatlı bir keyif almıştık. Sonrasında 1989 yerel seçimleri, 1991 Genel seçimleri v.s. derken uzun bir maratonda epeyce birikimli bir seçim tecrübemiz olmuştu. Seçimlerde (Refah, Akparti ve Saadet Partilerinde) bazen Sandık görevlisi, Bazen Müşahit, Bazen Okul Sorumlusu ve en son 2018 Genel seçimlerinde de Milletvekili Adayı olarak görevler aldım.

Şimdi eski Seçimler ve bugünkü ortama bakıyorum da eski seçimlerin bugünkü seçimlere nisbeten ne kadar güzel geçtiğini üzülerek müşahade ediyorum.  Tabi “eski” derken 1987 ile 1995 arasındaki seçimleri kast ediyorum. 1960 ve 1970’li yıllarda Sağ Sol çatışmalarına varan dönemi kast etmiyorum. O dönemi ben bizzat yaşamadığım için o dönemi değerlendirme dışı tutuyorum. Benim kastettiğim bu 1987 ile 1995 arası dönemde Bir kere eski Liderler birbirlerine karşı çok latife yaparlardı. Birbirlerine karşı siyasi argümanlarını bugüne nispeten çok daha nezih cümlelerle ifade ederlerdi.

TV’lerde Açık Oturumlar düzenlenir ve memleketin belli başlı tüm Siyasi Parti Liderleri bu Açık Oturumlara gider, karşılıklı olarak birbirlerinin yüzüne karşı en açık haliyle net bir şekilde ve gayet ince zeka ürünü olan espritüel bir üslupla fikirlerini ifade ederlerdi.  O zamanlar siyaset demek Argümanlar savaşı ve nezaket demekti.

Sonra yavaş yavaş TV’lerde Açık Oturumlar ortadan kalktı. Tv ve Gazetelerde TEK TARAFLI röportajlar dönemi başladı. Karşıt bir düşünceye tahammül edilemeyen yeni konseptte Parti Liderleri veya Parti Sözcüleri önceden hazırlanmış ve çalışılmış sorulara cevaplar verilerek halk etkilenmeye çalışılır hale geldi. Bu yeni konsept’te Röportaj yapılan kişilere istenmeyen! sorular sorulamaz olunca Röportajlarda çok tadsız olmaya başladı. Tek taraflı, Yanlı, Yönlendirmeli sorulara cevaplarda haliyle çok tadsız tuzsuz oluyordu.

Bugün Siyasi parti Liderlerinin birbirlerine karşı olanca hınçlarıyla hakaretlerini, aşağılamalarını, hatta bazen küfürleşmelerini görüyoruz, duyuyoruz. Rakip partilere mensup olanlarda Liderlerinin bu akıl almaz hınç dolu hakaretlerini görünce birbirlerine karşı liderlerinden çok çok daha sert üsluplarla hakaretler yağdırabiliyorlar.

Oysa Siyasetin (yapısı gereği) bugün karşı olduğun bir siyasi partiye yarın yakın olmak demek olabiliyor. Konjoktürel bir yaklaşımla bugün eleştirdiğine yarın yakın olman gerekebilir.

Mesela; Geçmiş seçimlerde MHP ile Akparti kanlı bıçaklı olup meydanlardan birbirlerine karşı İdam ipi yollarken bugün ise Asrı Saadetteki Müminler gibi birbirlerine karşı sevgi pıtırcığı olabiliyorlar… Dün, Saadet Partisi sırf CHP ile aynı İttifakta yer aldığı için mensupları HAİN ve TERÖRİST sevici olarak, Liderleri KARAMOLLAOĞLU ise İNGİLİZ ANAHTARI olarak İngiliz Ajanı muamelesi görerek yaftalanırken bugün ise Sayın ERDOĞAN’ın Sayın ASİLTÜRK’ü ziyareti ile bir anda aslında ne kadar mübarek olarak anıldıklarını görmek mümkün…

Sayın DEMİREL’in dediği gibi; “Dün dündür, bugün bugündür” felsefesi gereği Dün, meydanlarda Akparti’ye ve Liderine karşı en sert eleştirileri getiren Sayın SOYLU ve Sayın KURTULMUŞ bugün Akparti’nin en çok göz önünde olan 2 adamı haline geldiler.

Yine tam tersine, dün Akparti’ye ve ERDOĞAN’a en zor zamanlarda canını ortaya koyarak destek veren Akparti’nin gönül erlerine bugün “Hain” Muamelesi yapılabiliyor.

Bunlar sadece birkaç örnektir. Siyaset nerede, hangi partide olursa olsun Ahlaki standartlarda ve seviye korunarak yapılmalıdır. Siyasi partiler arasında hakaretler yapılmamalı ve bugün karşı olduğunuz bir siyasi hareketin yarın çok yakınında olabileceğiniz gerçeğini göz ardı etmemek gerekiyor.

“Siyasi Söyleme, Fikre EVET, Hakaretlere HAYIR” diyebildiğimiz gün bu halkın kazandığı gün olacaktır.

 Siyasette Nezaketin ve Sağduyulu fikirlerin yarıştığı günleri görmek duasıyla…