1917 yılında Rusya’da meydana gelen Bolşevik (Komünizm) Devrimiyle Ruslar, Propaganda ve Ajitasyon Bakanlığı aracılığıyla, Afganistan’da, propaganda faaliyetleri yürütmüşlerdi. Özellikle, meşhur ihtilal beyannamesi ile bu propaganda İngilizlerden nefret eden Afganlardan büyük ilgi görüyordu.
Afganistan’ı işgal etmek için, 19. yüzyılın başına kadar gerek batıdan gerekse kuzeyden sınırsız girişimlerde bulunan Ruslar, Bolşevik ihtilali sonrasında Afganistan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke oldu.
Yine Türkiye Afganistan’ı ilk tanıyan ülkelerden biri olmuş, Afganistan’da Türkiye’yi ilk tanıyan ülkelerden biri olarak bu dostluğa dostlukla cevap vermiştir.
Hatta bu dostluğun bir nişanesi olarak 1950 yılına kadar Afgan subayları Türkiye’nin Subayları tarafından eğitilmiştir. 1952 yılında Nato’ya üye olan Türkiye Afganistan’daki tüm askeri eğitmenleri ve teknisyenlerini geri çeker. Afganistan’ın Türkiye’den 1952 yılından itibaren Askeri birliklerini yetiştirememesi üzerine askeri öğrencilerini Sovyet Harp Okullarına göndermesi, Afganistan’ın 1952 sonrasındaki tarihi için hayati bir dönüm noktası olmuştur.
Çünkü askeri eğitim için Sovyet Harp Okullarına gönderilen Afgan öğrencilerinin çoğu, birer Komünist/Devrimci olarak geri dönüp kültürlerini ve ülkelerini Sovyet sistemine dönüştürmeye çalışmışlardır.
Dönemin (1954) Afganistan Başbakanı Muhammed Davut Han zamanında Sovyetler Birliği ile başlayan yakın temaslar sonrası, SSCB lideri Kruşçev, 1954 yılında bizzat Kabil’i ziyaret etmiştir. Davut Han da bu ziyarete 1956 yılında mukabele etmiştir.
Afgan Kralı General Kral Zahir Şah’ın 1957 yılı yazında Moskova’yı ziyaret etmesinden sonra, aynı yıl içinde ilk Sovyet Askeri teknisyenleri, projelerini hayata geçirmek için “Danışman” sıfatıyla Afganistan’a giriş yapmışlardır.
Sovyet yardımlarının çok yoğun olarak sürdüğü 1960’larda, Kruşçev ikinci kez Kabil’i ziyaret eder.
Davut Han‘ın Sovyetlere fazla yaklaşması karşısında Kral Zahir Şah, Başbakanlığının 10. yılında kendisini görevden aldı.
Buna karşılık Davut Han 1973 yılında solcu subaylar ile birlikte karşı darbe yaparak ikinci kez iktidara geldi ve Devlet Başkanı oldu. Sovyetler Birliği Davut Han’ın Afganistan Devlet Başkanı olmasına ilk başta sevinmişlerdi. Ancak sevinçleri uzun sürmedi, tarihten ders alan Davut Han hem Rusya’ya hem de içerdeki yandaşlarına karşı daha dikkatli ve dengeli politikalar yürütmeye başlamıştı. Davut Han, ABD ve Pakistan ile de ilişkilerini düzelterek dengeli ve pragmatist bir dış politika takip etmeye başlamıştı. Ancak makamını sağlama almak için solcu General Abdulkadir, Nur Muhammed Terakki ve Rusları Afganistan’a resmen davet eden Babrak Karmal gibi kendisini iktidara getiren kişileri tesirsiz hale getirince, SSCB’nin güvenini kaybetti.
Davut Han’ın, Sovyetlerden uzaklaşması, Babrak Karmal ve Nur Muhammed Terakki gibi kişileri de idama götürmeye çalışması, Rusların tamamen hâkim oldukları ordudaki adamlarına Darbe emrini vermelerine neden olmuştu.
DARBE VE İŞGAL
27 Nisan 1978 tarihinde Afganistan’lı solcu subaylar ve KGB ajanları başta Muhammed Davut Han olmak üzere otuz kişilik tüm ailesini öldürerek Afganistan’da darbe yaptılar. Muhammed Davut Han’ın öldürülmesinden sonra yerine geçen Hafizullah Âmin de Sovyetlerin istediği gibi çıkmayınca, Sovyet komandolarınca Kabil‘in Kuzeyindeki Dar-ül-Aman Köşkünde 28 Aralık 1978 yılında tüm aile fertleriyle beraber katledildiler.
Hafizullah Âmin’in yerine Moskova’dan Babrak Karmal getirilmişti. Karmal daha uçaktayken SSCB’yi Afganistan’ı “huzur ve barış” için kontrole davet etti. Ruslar, Karmal’ın daveti!! üzerine, 27 Aralık 1979 yılında 85.000 kişilik bir orduyla, Afganistan’ı karadan ve havadan işgal ettiler.
MÜCAHİDLERİN CİHADA BAŞLAMASI
Rusların İşgal hareketine karşı Müslüman Afganlarda boş durmadılar. 1983 yılında 7 büyük örgütün Pakistan’da bir araya gelmesiyle bir ittifak oluşturuldu. Gülbeddin HİKMETYAR liderliğindeki Hizb-i-İslâmi, Burhaneddin RABBANİ liderliğindeki Cemaat-i İslâmi Afganistan, Gülbeddin HİKMETYAR grubundan ayrılan Yunus HALİS liderliğindeki Hizb-i İslâmi Halis, Abdül Rab SAYYAF liderliğindeki İttihad-ı İslâmi Barayi Azadi Afganistan, Nasrullah MANSUR liderliğindeki Harekat-ı İnkılab-ı İslâmi Afganistan, Pir Ahmad Gilani liderliğindeki Mahaz-e Milli-ye İslâmi Afganistan, ve Ullah Mucaddidi liderliğindeki Jabha Nijat-i Milli. Bu yedi grubun liderleri 1983 Mayısında bir ittifak oluşturarak kendilerini Mücahitler olarak adlandırdılar ve Abdül Rab Sayyaf’ı iki yıllığına Başkan olarak seçtiler.
Elbette bu 7 Ana akım Direniş hareketi dışında birçok küçük örgütte Ruslara karşı savaşmaya devam etti. Ancak Direnişin Ana omurgası bu 7 örgüt sayılabilirdi.
“Mücahidler” Afgan savaşında en çok sınır komşuları olan Pakistan’dan destek görmüşlerdi. Pakistan bu savaş için Afgan mücahidlerine tam bir Ensar gibi davranıyor, Ailelerine barınma imkânı veriyor, Mücahidlerin ise her türlü lojistik ve silah ihtiyaçlarına tam destek veriyordu. Suudi Arabistan ve diğer ülkelerden Afgan mücahidlerine yardıma gelenlere yardımcı olunuyordu.
Suudi Arabistan ve Pakistan gibi iki önemli müttefiki üzerinden ABD’de, SSCB’nin işgaline karşı direnişe geçen Müslüman mücahitlere tam destek vermeye başladı. ABD, Pakistan üzerinden Afganistan’daki mücahitlere silah yardımı yaparken bir yandan da onları Askeri ve İstihbarat alanında eğitiyordu.
BM raporlarına göre Rus birliklerinin ülkeye girdiği 27 Aralık 1979’dan ülkeden son
Rus askerinin çekildiği Şubat 1989’a kadar süren savaşta, yaklaşık iki milyon insan ölmüş, iki milyon kişi yaralanmış, beş milyon kişi de göçmen durumuna düşmüştür. Ülkedeki 10 milyon mayın yüzünden de 400.000 insan hayatını kaybetmiştir.
1984 yılından itibaren Mücahidler önemli dış yardım alarak işgalcilere karşı başarılar sağlamaya başladı.
Devam edecek…
başakşehir escort ,ikitelli escort ,güneşli escort ,kayaşehir escort ,bağcılar escort ,esenler escort ,eyüp escort ,güneşli escort ,kumburgaz escort ,topkapı escort
bonus veren siteler,deneme bonusu veren siteler
flyjota.com Deneme bonusu veren siteler Deneme bonusu veren siteler Deneme bonusu
deneme bonusu bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler