Siyasî arenada kurallar çerçevesinde her şeyin mübah görüldüğü ortamda, en çok oyu almak için en olmadık sözler vermenin feraset, en olmadık işleri vaad etmenin keramet sayıldığı ortamda yapılanların ve yapılacak olanların marifet olduğunu iddia etmenin idrakı zorlayan sınırında, siyasetin gittikçe kirlileştiği dönemeçte, bu toplumu ayakta tutan değerlerin gittikçe itibarsız hale getirilmesi her alanda emniyeti, güveni, birliği ve beraberliği ortadan kaldırmakta, olumsuzlukları gittikçe artırmakta, yarına güvenle bakma umudunu köreltmektedir.

Yerel seçimlerden birkaç gün geçmeden yaşanan gerginlik ve gittikçe bozulan ortam, belirttiğimiz hususlarla ilintilidir.

İktidar cephesi ile muhalefet cephesi arasında mevcut çekişmenin yerel seçimlerle birlikte durağanlaşması beklenirken, yasal süreçte kabul edilen ve seçimde kazanan kimi belediye başkanlarına mazbata verilmeyişi gerekçelendirilirken, dayanak gösterilen yasalardaki ifadeler, her ne kadar doğru ise, adaylık sürecinde bu yasalardaki ifadelerin uygulanmayışı o denli yanlıştır, taraf tutmaksızın.

A ya da B Partisi ayrımı yapmaksızın seçim sürecinde partinin yeni aday gösterme imkânı ortadan kaldırılıyorsa üzerinde iyi düşünülmesi gereken noktadır.

Bu düşüncenin taraftar bulup bulmaması ayrı bir husustur.

Seçilmiş yerel adaylara mazbata verilmemesi, toplumda oluşturduğu derin infaallere sebebiyet veriyorsa, vatandaşın seçme ve seçilme hakkının yasamada, yargıda ve yürütmede bir karşılığının na-mevcudiyeti onulmaz yaralar açacaktır.

Sandıklara itiraz, elbette partilerin hakkıdır, olumsuzluklar mevcut ise. Bu olumsuzluklara sebebiyet veren her kim ya da kimselerse gereken yapılmalıdır.

Van'daki durumun düzeltilmesi, olanların hoş görülmesi manası taşımaktan uzaktır.