Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
Şeyh Said (R.A) ve Dava Arkadaşları rahmet ve minnetle yâd ediliyorum.
Tarih: 29-06-2024 00:03:00 Güncelleme: 29-06-2024 00:03:00


 

Şeyh Said Efendi ve 46 arkadaşı, Şark İstiklal Mahkemeleri tarafından şehid edilişlerinin 99'uncu yıldönümünde, rahmet ve minnetle yâd ediliyorum.

Tarihin unutulmaz olaylardan  biri olan Şeyh Said Kıyamı; 13 Şubat 1925'te, Dara Hênê (Hani) vilayetinin Eglê (Eğil) bucağına bağlı Piran (Dicle) köyünde başladı. Osmanlı'nın çöküşünden sonra İslam'a verilen zararlardan endişe eden ve endişesini de gittiği her yerde dile getiren Şeyh Said (r.a), sahip olduğu her şeyi bu mücadele uğruna feda etti.

Şeyh Said ve 46 yareninin, 29 Haziran 1925'te Şark İstiklal Mahkemeleri tarafından Diyarbakır'da idam edilmelerinin üzerinden 99 yıl geçse de İslam adına verilen bu mücadeleyi Müslüman Kürd halkı hiçbir zaman unutmadı.

"Değersiz dallarda asılmama pervam yoktur. Muhakkak ki mücadelem Allah ve dini içindir" sözünü tarihe kazıyan Şeyh Said Efendi'nin mücadelesi, bazı kesimlerin dillendirdiği gibi kavmi ve entinisiteye dayanan bir süreç de değildi.

Kemalist rejimin İslam ve İslami değerlere saldırıları kıyama neden oldu

"Bu kıyam, İslam'ın bu topraklarda yeniden hâkim kılınması içindir"

Kemalist rejimin oyunları

Hareketin başlangıcında Fethi Okyar, kıyama biraz daha ılımlı baktığı için, Mustafa Kemal'in emri ile istifa ettirilip onun yerine "Biz hocaları ortadan kaldırmadıkça, hiçbir şey yapamayız" diyen İsmet İnönü, başbakan yapılır. Takrir-i Sükûn kanunu çıkarılarak Şark İstiklal Mahkemeleri kurulur.

Müslümanların, Şeyh Said önderliğindeki kıyamını silahla durduramayacağını anlayan Kemalist rejim, para karşılığı satın aldığı uşaklarını kıyam erlerinin arasına sokarak hareketin rotasını değiştirmeye çalışır.

Bu ihanet Kürd tarihindeki ne ilk, ne de son ihanettir. Şeyh Said Efendi, kıyamı süresince 3 kez büyük ihanete uğrar. Biri, Malatya üzerine yürürken Alevilerden, biri Kiğı üzerine yürürken Kürd milliyetçisi Xormek aşiretinden, sonuncusu ve nihai darbeyi ise bacanağı Binbaşı Kasım Bey'den alır.

Müslüman halkın dini ve kültürel değerlerine karşı İttihat ve Terakki zihniyetinin başlattığı süreçte yaşanan zulümlere karşı durduğu için hedef alınan Şeyh Said ve yarenlerinin şehid edilmesinin ardından, Müslüman Kürd halkı üzerinde büyük bir zulüm furyası başlatılır.

Kıyam, tamamen İslami bir endişe ile gerçekleştirildi

Şeyh Said'in mücadelesi bazı kesimlerin dillendirdiği gibi kavmi, entinisiteye dayanan bir süreç değildi. Müslüman Kürd halkının özeline indirgenecek bir kıyam değildi. Bu mücadele tarih boyu var olan hak-batıl mücadelesinin örneklerinden biriydi.

Kemalist sistem Türk etnik ulusçuluğunu siyasal sisteme dönüştürürken bu toprakların asli unsuru olan Kürdleri dışlamıştı. Bütün bu gerekçelerin tamamı Şeyh Said hareketine zemin hazırlamıştı. Şeyh Said Efendi ve tüm Kürd ileri gelenleri, durum değerlendirmesi yapmış ve Kemalist rejimin İslam düşmanlığına karşı çıkılmaması durumunda bu vebale ortak olunacağına kanaat etmişlerdi.

"Ne ben Hazreti Hüseyin'den daha değerliyim ne de benim ailem onun ailesinden daha kıymetlidir"

Şeyh Said, mücadelesinin ilk aşamalarında çoğu zaman ailesinden uzak kalıyordu. Zamanını, İslami değerleri ayakta tutma mücadelesine adıyordu. Bu süreçte hanımıyla çok dikkat çekici bir diyalog yaşayan Şeyh Said, şu dersi veriyordu:

"Eğer ben ve bu bastonum yalnız da kalsak ben yine de bunlara karşı çıkacağım. Ne ben Hazreti Hüseyin'den daha değerliyim ne de benim ailem onun ailesinden daha kıymetlidir. Eğer ben bunlara karşı çıkmazsam zebaniler sarığımdan tutup beni cehenneme atarlar, siz o zaman bana yardım edebilecek misiniz? Onlar bana demezler mi 'Ey Said! Allah o kadar mal mülk verdi sana. Sen Allah için ne yaptın? Bunlar Allah'ın emirlerini ayaklar altına almışlar. Evet, ben cihada başladım ve korkanlar, cihat edemeyecekler, hastalar gelmesinler. Bu yol korkakların yolu değildir!"

"Mücadelem Allah ve dini içindir"

Şeyh Said Efendi, idam edilmeden önce varlık gerekçesini ortaya koyarak, "Değersiz dallarda asılmama pervam yoktur. Muhakkak ki mücadelem Allah ve dini içindir." şeklindeki tarihi ifadeleri haykırmış, kendinden sonra gelecek nesillere hem davasının mefhumunu anlatmış hem de zalimlerin yüzüne karşı hakkı dile getirmişti.



Bu yazı 1957 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI