Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
Diyarbakır'da Parklar: Toplumun İfsad Edilmesine Karşı Çığlık
Tarih: 11-06-2024 00:03:00 Güncelleme: 11-06-2024 00:03:00


 

Diyarbakır, tarihin derinliklerinden gelen bir medeniyet beşiği, peygamberler ve sahabelerin izlerini taşıyan kutsal bir şehir. Ancak son dönemde, bu kadim şehirde yaşanan olaylar, halkımızın huzur ve güvenliğini tehdit eden bir hal almıştır. Özellikle parklarımız, temiz hava almak, dinlenmek ve ailelerimizle vakit geçirmek için kullandığımız alanlar olmaktan çıkıp, çeşitli yasa dışı faaliyetlerin ve ahlaksızlıkların mekânı haline gelmiştir.

Diyarbakır'ın parkları, ne yazık ki fuhuş ve uyuşturucu yuvasına dönüşmüş durumda. Demokrasi ve özgürlük adı altında yapılan bu tür ahlak dışı davranışlar, toplumumuzun huzurunu bozan ve güvenlik kaygılarını artıran bir boyuta ulaşmıştır. Bu durum, Diyarbakır halkının temiz bir çevrede yaşama hakkını gasp etmektedir. Aileler, çocuklarını alıp parklara gitmeye korkar hale gelmiş, toplumsal dokumuz zedelenmiştir.

Demokrasilerde özgürlükler, bireylerin haklarını koruma adına son derece önemlidir. Ancak özgürlüğün bir sınırı olduğu unutulmamalıdır. Bir bireyin özgürlüğü, diğerinin özgürlük alanına zarar verdiğinde sona erer. Diyarbakır’da yaşanan bu ahlak dışı ve toplum değerlerine aykırı davranışlar, özgürlük değil, düpedüz saygısızlıktır. Demokrasi adı altında bu tür davranışlara göz yummak, toplumsal çürümeye ve değerlerimizin ayaklar altına alınmasına neden olmaktadır.

Diyarbakır, Hz. Ömer, Selahattin Eyyubi ve Şeyh Sait gibi büyük şahsiyetlerin izlerini taşıyan bir şehir. Bu şehirde yaşayan insanlar olarak, inançlarımıza ve toplumsal değerlerimize sahip çıkmak bizim görevimizdir. Ancak son dönemde yaşanan olaylar, bu değerlere olan saygının giderek azaldığını göstermektedir. "Eş değiştirme" adı altında yapılan hayasızlıklar, Diyarbakır halkı tarafından kabul edilemez. Peygamberler ve sahabeler diyarı olan bu şehirde, ahlaksızlığın ve ahlaki çöküşün normalleştirilmesi kabul edilemez.

Diyarbakır halkı olarak, bu tür olaylara karşı sessiz kalmamalıyız. Toplumsal dayanışma içinde bu sorunlarla mücadele etmeli ve ahlaki değerlerimize sahip çıkmalıyız. Diyarbakır Kent Kurma ve Dayanışma Platformu gibi kuruluşların, halkın haklarını savunma ve toplumsal huzuru koruma adına daha aktif bir rol alması gerekiyor. Bu platformlar, Diyarbakır halkının sesi olmalı ve bu ahlaksızlıkların karşısında durmalıdır.

İsrail'in Gazze'de 249 gündür süren zulmüne karşı sessiz kalan platformlar, Diyarbakır halkının ve Müslümanların haklarını savunma konusunda ne kadar samimi olduklarını sorgulamalıdır. Zulüm nerede olursa olsun, karşısında durmak ve mazlumun yanında olmak, insanlık borcumuzdur. Ancak ne yazık ki, bu platformlar İsrail’in zulmü karşısında sessiz kalmış, Diyarbakır’daki ahlaksızlıklar karşısında da etkisiz kalmaktadır.

Peygamberler ve sahabeler diyarı olan Diyarbakır'da "eş değiştirme" adı altında hayasızlık yapılıyor.

Daha da acı olan insanlar bunu normalmiş gibi görüyor. Bu hayasızlığa karşı çıkanlar neredeyse linç edilecek.

Kime, ne mesaj vermeye çalışıyorsunuz?

Buna destek verenlerin de Diyarbakır tabiriyle demek ki ahlakı çok genişmiş (!!)

Ar damarı çatlamış insanlara ne denilebilir ki!

Lút kavmini de geçtiniz.

Buna özgürlük diyorsanız yerin dibine batsın.

Diyarbakır, tarihine ve kültürüne yakışır bir şekilde huzur ve güven içinde yaşanacak bir şehir olmalıdır. Parklarımızın ve sokaklarımızın yeniden ailelerin güvenle dolaşabileceği alanlar haline gelmesi için hep birlikte çalışmalıyız. Toplumsal değerlerimize sahip çıkarak, geleceğe daha sağlam adımlarla yürüyebiliriz. Bu mücadele, sadece Diyarbakır için değil, tüm insanlık için bir örnek teşkil etmelidir. Özgürlük adı altında yapılan ahlaksızlıkların karşısında durarak, gerçek demokrasinin ve özgürlüğün ne anlama geldiğini tüm dünyaya göstermeliyiz.

Diyarbakır halkı olarak, bu ahlaksızlıkların ve yozlaşmanın karşısında dimdik durmalıyız. Bu topraklarda yaşayan insanlar olarak, inançlarımızı, değerlerimizi ve çocuklarımızın geleceğini koruma adına mücadele etmeliyiz. Unutulmamalıdır ki, sessiz kalmak, bu ahlaksızlıkları onaylamak demektir. Diyarbakır'ın mayasında, Hz. Ömer'in adaleti, Selahattin Eyyubi'nin cesareti ve Şeyh Sait'in direnişi var. Bu değerlere sahip çıkarak, geleceğe umutla bakabiliriz.



Bu yazı 3698 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI