Mehmet Zeki Özer Özel

 Güneydoğu Güncel: Hakkari DEM Parti Belediye Başkanı yerine kayyİm atamasının siyasi ve hukuki sonuçları ne olur?

 OKUMUŞ :  "Hakkari Belediye başkanının hakkında soruşturma vardır" gerekçesi ile görevden alınmasının gerek siyasi gerekse hukuki sonuçlarını görmek için, 2016’dan beri uygulanan kayyum politikalarının sonuçlarına bakmak lazım.

 Başta bölgede yaşayan Kürtlerin (AKP ye oy verenler dahil)  AKP ye olan tepkiyi arttırdığını, özgürlüklerden yana olan Demokrat ve Liberallerin, AKP’nin geçmişteki özgürlükçü yapısını kaybettiği anlayışı ile CHP, TİP ve diğer sağ partilerde toparlandığını, Evrensel hukuku özümseyen tüm toplumsal kesimlerin bu hukuksuzluğa sessiz kalmadığını, ayrıca, Adalet, vicdan ve merhametten söz eden İslami kesiminde hiç sessiz kalmayarak bunca bariz hukuk dışı uygulamaya itiraz ettiğini görüyoruz.

AKP’nin  kayyumcu yaklaşımı yurt içinde gündeme getirilen Yeni, sivil Anayasa söyleminin inandırıcılığını yitirmesinin yansıra, Türkiye’nin uluslar arası kuruluş ve platformlarda da itibar kaybına neden olduğu ve hukuktan uzaklaşan yapısı sonucu çok istedikleri yabancı sermayenin yatırımdan kaçmasının daha da artmasına sebep olduğu, dolayısıyla Türkiye’nin ekonomik sorunlarının artmasına neden olduğunu görüyoruz. Şimdi yeniden Kayyım uygulamalarına başlaması bütün bu sorunları büyüteceği gibi, Toplumsal sıkıntıların artmasına neden olacaktır.  

Güneydoğu Güncel:  İç işleri  bakanı Kayyım yasal olduğunu bu konuda görüşünüz ?     

OKUMUŞ:  İç İşleri Bakanı'nın kayyum uygulamasının yasal olduğunu söylemesi, kelimenin tam anlamı ile hukuk garabetidir. Her şeyden önce uygulanan kayyum politikası yasa ve Anayasaya uygun değildir, zira gerek 5393 sayılı yerel yönetimler kanununun 57. Maddesi, gerek Avrupa Konseyi'nin tespiti, yargı kararı ile görevden alınan Belediye Başkanlarının yerine, Meclis üyeleri içinden başkan seçilmesini ve Bir yıl içinde secim yapılmasını öngörmektedir,

Dolayısıyla kayyum uygulaması yasadan ziyade 2016 da çıkarılan  KHK gereği yasal olduğu iddia edilmektedir, ancak yasal olsa bile, Belediye başkanının görevden alınıp kayyum ataması yansıra o belediyenin seçilmiş meclis üyelerinin de seçilmişlik fonksiyonunu sona erdirdiğinden, halk iradesinin gaspıdır ve  hukuki olmadığı çok açıktır. 

 Güneydoğu Güncel:  Kayyım atamasında DEM Parti sorumluluğu var mı?  

OKUMUŞ:  Bu Soru gerek dokunulmazlığı kaldırılıp tutuklanan milletvekili seçimi sonrası, gerekse Yerel seçimler sonrası Kayyum atamaları uygulamalarında hep sorulur.

 Öncelikle belirtmek gerekir ki secim ile bir kazanım sonucu gelenlerin tümü YSK’nın denetim ve araştırma sonrasında adaylıkları onaylanan kişilerdir, bunun gözden kaçması mümkün değildir.

Bu seçilmişlerin meşruluğunun bariz kanıtıdır.

Adaylar hakkında yargı marifeti ile mahkumiyet kararı veya seçme seçilme haklarının kısıtlaması olmadıktan sonra aday gösteren partinin sorumluluğu ne olabilir ki?

 Teknik olarak belki neden Belediyecilik konusunda eğitimli, Büyükşehirler için daha donanımlı ve uluslararası platformlarda ifade yeteneği için birden fazla yabancı dil bilen, diplomatik deneyimi olan adaylar olması gerektiği düşünülürse belki adayları gösteren partinin sorumluluğu konuşulabilir, onun dışında yasal sorumluluklarını yerine getirerek aday gösterilmiş ve secime girilmiştir. Âmâ kayyumcu anlayış hukuk dışı uygulamada sakınca görmediği için Adayın niteliğinden ziyade etnik ve siyasi mensubiyeti ön plana çıktığı kanısı hep olacaktır.          

Güneydoğu Güncel:  AK Parti'nin Kürtlere karşı bakışı niye değişti?

OKUMUŞ:  AKP’nin Kürtlere bakışının değişmesi, siyasi ekseninin değişmesi ile orantılı olmuştur, AKP gerek kurucu kadroları gerekse kuruluştaki amacı Demokratikleşme ve AB’ye girme temelinin yanısıra 3Y (Yoksulluk, Yolsuzluk ve Yasaklar) ile mücadele zemininde siyasi mücadele başladılar.

Ancak öyle bir eksen değişimi yaşadılar ki bütün siyasi vaatlerinden uzaklaşıp Özgürlük ve Güvenlik denkleminde tamamen güvenlikçi politikayı tercihe yöneldi.

Güvenlikçi politika gereği Kürtlerin hak ve özgürlük talebinde bastırarak iktidarda kalmayı tercihleri oldu.

Sadece Kürtlere karsı değişmedi, tüm demokratik hak talepleri karşısına dikilen bir siyasi yapıya dönüştü.

Dikkat edilirse, AKP’nin Özgürlükçü söylemler ile yola çıktığı tüm kadrolarında tasfiye etmiştir, AKP’nin Özgürlükler konusundaki eksen değişikliğini, TBMM de hala Kürtçeye bilinmeyen dil demelerinde,Gezide,İşçi Sendikalarının 1 Mayısı Taksimde kutlama talebinde,Cumhuriyet mitinglerinde, O.Kavala,Can Atalay, S.Demirtaş davalarında,Yargının kontrolünde,Gösteri ve yürüyüşlerin Anayasal hak olarak kullanılmasında vs. Açıkça görülmektedir. Bu da bize çok net gösteriyor ki AKP Özgürlüklere karşı olacak şekilde eksen kayması yaşamıştır.    

Güneydoğu Güncel:  Cumhurbaşkanı Erdoğan,  Selahattin Demirtaş "

Seni başkan yaptırmayacağız" demesi sonrası, DEM'le hesaplasıyor mu yoksa Kürtlere karşı neden az oy  siyasetini mi  devam ettirior.  Bu konuda görüşünüz?        

OKUMUŞ:  S.Demirtaş’ın" SENİ BAŞKAN YAPTIRMAYACAĞIZ"  sözünün kısmen etkisi olduğu düşünülebilir, çünkü başkan olma arzusunu gerçekleştirmek için gösterdiği çaba gözle görülür durumdaydı, ancak tek neden tabiiki S.Demirtasın o cümlesi değildi.

Siyasi eksenindeki kaymada gerek MHP ile birlikteliği gerek MHP’nin kadrolaşması gerekse AKP’nin Kürt Politikasındaki MHP’lileşmesi sonucudur.