Yüce Allah bu kainatin içinden sadece insana cüzi irade vermiş ve onu emirlerine muhatap kılmıştır. Önünde hesap kitap günü var, ebedi hayatta gideceği cennet ve cehennem var. Ah hep bu şuurla yaşasaydık olmaz mıydı? O zaman yeryüzünde yaşanan haksızlıklar azalır huzur ve mutluluk artardı.

Malum bu dünyada insanı aşan durumlar oluyor, ancak o durumların karşısında yapabildiğinizi yapıp gücünü aştığı duruma geldiğiniz zaman tevekkül ediyorsunuz, çünkü gerçekten ondan sonrası Aziz ve Rahman olan Allah’ın meşietindedir.

Vatandaş, hububatı ekip gerekli hizmeti yaptıktan sonra yeşermesi için dua ediyor,

İnsan elindeki fidanı dikip gerekli ilgiyi gösterdikten sonra, fidan ağaca dönüşsün diye dua ediyor,

Kişi çocuğunu medreseye gönderdikten sonra ona zihin açıklığı diliyor,

Hasta ilaç aldıktan sonra şifayı Allah’tan bekliyor,

Kısacası size düşen ne varsa yapıyorsunuz ve ondan sonra tevekkül ediyorsunuz.

Heci Bektaş-ı Veli’nin hoş bir sözü var “işin Allah’a kalmışsa olmuş bil”

Yani sen sana düşen her şeyi yapmışsan devamı kendiliğinden gelir, eğer kadere müğayir istisnai bir durum yoksa tabi, çünkü insan bazen bir şeyin çok olmasını ister ama hayır başka bir haldedir, isteği bir türlü gerçekleşmiyor, öyle haller de vardır. Onun için islami literatürde “Allah ne murad ederse onda hayır vardır” denilir ve dert edinilmez.

Hz.Ömer (ra) asarında diyor ki, “önce deveni bağla sonra tevekkül et” İslam’ın tedbir anlayışı budur.

Peygamberimiz aleyhisselatuvesselam ne buyuruyor? “bir yerde Taun(bulaşıcı hastalık) varsa oraya girmeyin, eğer ordaysanız da oradan çıkmayın”.Bir anlamda bu günkü karantinayı emrediyor.

Dolayısıyla “önce aşı ol, sonra tevekkül et” demek en doğrusudur.

Bu işin şakası yoktur, hastalık sizi yakalarsa kabrin eşiğine gidiyorsunuz ya bir ihtimal dönüyorsunuz ya da ölüyorsunuz, siz ölüme o kadar razı mısınız?

Ayrıca Maske, Mesafe ve Temizliğe de dikkat etmeye de devam edilmelidir.

Üzerinizde taşıdığınız virüsü başkasına bulaştırmak kul hakkına giriyor, ondan dolayı sanki bir cesaret örneğiymiş gibi elini insanlara uzatmayın, tokalaşmayın derim.

Maske konunsa vatandaşa bir tavsiyem var yıkanabilir maske alın aynen elbise gibi daima kullanın, aslında devlet her vatandaşa yıkanabilir birer maske vermeliydi. Kalabalıklı bir ailede her gün birkaç maske almak da meseledir. Bunu da belirtmekte fayda var. Mesela Büyükşehir belediyesi bunu yapabilir. Her vatandaşa bir maske sloganıyla yola çıkıp vatandaşa ulaşabilir.

Bu korona hastalığı öyle bir musibettir ki ölümün dahi ayrı bir dert oluyor,

Cenaze guslünüz sorun,

Kefenlenmeniz sorun,

Cenaze Namazınız sorun,

Defniniz sorun,

Taziyeniz sorun,

Belki bunlar ölen için pek bir anlam ifade etmiyor, ama yakınları için gerçekten ayrıca acı verici bir elem oluyor.

Bu hastalık öyle ciddidir ki, düşün Külliyenin baş muhalifi olan HDP, bu işin ciddiyetine binaen “Em aşî bıbın” (Aşı olalım) afişini sağa sola asmak durumunda kaldı.Yaptığı onca yanlış siyasete rağmen bu teşvik uyarısı yerindedir.

Allah sağlık sıhhat versin, hem kendinizi, hem sevdiklerinizi hem de toplumu düşünüyorsanız Bilim kurulunun verdiği kararlara uyun!

Benden söylemesi.