Sevgili okurlar;

Bugünkü konumuza başlamadan önce bir açıklama yapma gereği duyuyorum.

Güneydoğu Güncel Gazetesi doğru, tarafsız, objektif yayın politikasını, ödün vermeden hiç kimsenin borazanlığını yapmadan devletin, milletin, hak ve doğrunun yanında yer alarak, hakkın hukukun üstünlüğüne inanarak yayın hayatını sürdürmektedir.

Bu minvalde Milletimizle var olduğumuz sürece devlette var olacaktır.

Bazı odaklar ile kişi veya kişiler kendilerini devletin yerine koyarak kibir veya farklı gayrı insani duygularla kendilerini milletin üstünde görmeleri veya devlet adına karar verme acziyeti içerisine girmeleri, milleti devlete uzaklaştırdığı gibi bu kişileri ileride altından kalkamayacakları ve hesabını veremeyecekleri veballerin de altına koymaktadır.

Ebed olan devlettir, kişiler makamlar, koltuklar veya bilmem ne olmak değil.

Gelelim konumuza;

Diyarbakır’da gün geçmiyor bir hırsızlık olayı yaşamasın. Gece olsun gündüz olsun yüzlerce hırsızlık olayı yaşanıyor. Ne oluyor efendiler, bu milletin can mal güvenliği nerede kaldı.

Pazar’ı Pazartesi gününe bağlayan gece Sur ilçesi Sur Belediyesi arkasında Esnaf ve Sanatkârlar Kefaret Oda Başkanlığı binasına hırsızlar girerek içeride bulunan LCD ekran televizyon ve para eden ne varsa alarak kayıplara karışıyorlar.

Her geçen gün artan hırsızlık olayları nedenleri üzerinde durmamız gerektiğini birçok yazımızda belirttik. Gerçi Hırsızlık olayları sadece Diyarbakır’ın sorunu değil tüm Türkiye'nin sorunu.

Burada en çok sorumluluk yetkiyi ellerinde bulunduranlardadır.

Daha dün Türkiye milleti meclisi kabul edilen torba kanun yasasından en çok yararlananlar çeteler, hırsızlar, kadın cinayetlerini işleyen mafya liderleri oldu.

Hırsızlık olayları her geçen gün artarak tehlikeli bir boyuta geldi. Ak Parti, CHP, HDP, MHP ve iyi parti liderleri ve milletvekilleri toplumun kanayan yarası olan hırsızlık olayları önlemesi için en radikal kanunların devreye sokması için çaba sarf etmeli.

Güvenlik güçleri etkin mücadele edip, yargıçların gereken cezaları vermeleri sağlanmalı.

Hani anlatırlar;

Evinin soyulmasından padişahın sorumlu olduğunu söyleyen yaşlı kadının Sultan Süleyman’a verdiği unutamayacağı ders yetkililerin kulağına küpe olsun!

İstanbul’un kenar semtlerden birinde oturan yaşlı bir kadın, padişahın huzuruna çıkmak istediğini saraydaki görevlilere bildirmiş, bunun üzerine sultanın karşısına çıkarılmıştı.

Yaşlı kadın, evinin soyulduğunu ve bu olaydan padişahın sorumlu olduğunu söyleyerek şikâyette bulunur.

Oldukça hiddetlenen Kanuni:

-Bana bak kadın, sen niçin bu kadar derin uyku uyudun da evinin soyulduğunu duymadın? Der.

Yaşlı kadın:

-Padişahım! Kusura bakma, biz seni uyanık bilirdik… Onun için evimizde rahat uyuyorduk, der.

Bu cevap üzerine Kanuni utanarak:

-Haklısınız! Diyerek, kadının çalınan mallarının bedelini kendi malından öder.

Kalın sağlıcakla Allaha emanet olun.