Günümüzde, dünya genelinde ahlaki bir krizle karşı karşıyayız. Bu kriz sadece Batı dünyasında değil, İslam coğrafyasında da etkisini gösteriyor. Nebevi ahlakın temel prensipleri, adeta unutulmuş durumda. İslam'ın öğretilerinin en başında gelen ilk ayetin "oku" olması, bize öğrenme ve bilgiye verilen değeri vurgularken, bunun yanı sıra İslam'ın şiddet ve terörle anlatılamayacağı gerçeğini de hatırlatıyor.

Hz. İbrahim’in ateşe atılırken Cebrail’e ‘Allah biliyor, bana yeter’ dediğini, yine Hz. Muhammed’in Bedir Savaşı’nda ‘Allah bizimle’

İslam dünyasında, cihad kavramının yeniden tanımlanması gerekiyor. Cihad sadece silahla yapılan bir mücadele değildir; manevi cihad, iç barış, hoşgörü ve adalet için yapılan bir çabadır. Bu çağın en güçlü silahı, manevi cihattır. Ancak bu gerçeği anlamak için öncelikle güzel ahlakın yeniden önemsenmesi gerekiyor.

Modernizmin medeniyet krizinde olduğunu, hazcılık, narsisizm, yalnızlık, mutsuzluk, depresyon ve intiharların arttığını Din karşıtlığının da arttığını, tüm dünyada güzel ahlaka ihtiyaç olduğunu.

Günümüzde, kibir, haz ve maddi kazanç peşinde koşulan bir dönemden geçiyoruz. Bireylerin kendini üstün görmesi, sadece kendi çıkarlarını düşünmesi, toplumsal değerlerin ve vicdanın unutulması, ahlaki krizin temel nedenlerindendir. İyi insan olmak ve doğru ahlakı korumak, bu dönemde en büyük ihtiyaçlarımızdan biridir.

İslam aleminin güçlenmesi ve toplumsal refahın artması için, bütün İslam mezheplerinin birbirlerine karşı saygılı olmaları ve birlik içinde hareket etmeleri gerekiyor. Birbirlerinin değerlerine dil uzatmadan, kardeşçe birlik ve beraberlik içinde olmalıyız. Çünkü bu birlik, İslam'ın gerçek gücünü ortaya çıkaracak ve ahlaki değerlerin yeniden canlanmasına yardımcı olacaktır.