Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
İSRÂF MI? GÜNAYDIN!..
Tarih: 09-05-2024 00:02:00 Güncelleme: 09-05-2024 00:02:00


 

İsrâfa dair birçok kez yazan yazana...

İsrâf hakkında kitaplar dolusu bilgi kayda girmiş.

Tasarruf adı altında bankalar, paraya faiz verirken müsrif olan kim?

İnsanlığın tüketime mahkûm edildiği, üretenin yerinde üreticiye kazandırdığı sistemin adı olan haksız kazançta tasarruf mu olur?

Paranın parayla satıldığı, alın teri dökmeden kimi kesimlerin bir günde yüz yıl geçinebilecek denli kazanç elde ettiği bilinmez değildir.

Ekonomi'de çalışana emeğinin hakkı eksiksiz verildiğinde, ekonomide haksız kazancı körükleyen enflansyon olmadığında, bankaların yüz yıl tuzağı olan kredi de kredi kartı da hayal olur.

Yeryüzünde faizsiz dünyanın mümkün olmadığını iddia edenler, tefeciliğin varlığı için olan imkânlarını seferber eder.

Ayağını yorganına göre uzatmayan kişi de osa devlet de olsa, ürettiğinden fazlasını tüketmenin, ithalin ihraçtan fazlalığının adına " İsrâf " denir.

Bir emeklinin 10.000-20.000 TL bandında bir maaşla geçinmesi düşünülemez.

Otuz beş yıl çalışanın 25.000 TL alması, geçimi için yeterli değildir.

Bir kişinin 50 yıl çalışması ve kalmışsa bir kaç yıllık ömrünü huzur içinde geçirmesi, günün şartlarında mümkün değildir.

Elli yıldır seçimde oy kazanımıyla erken emekli sayısı milyonlara tavan yapınca en düşük emekli maaşı- kendisi almak şartıyla-  10.000 TL oldu.

En az kiranın 8.000-10.000 olduğu, 25.000'i bulduğu ortamda 10.000 TL alan emeklinin tasarruf etmesi düşünülebilir mi?

Emekli çalışabiliyorsa neden emekli olabilir?

Emekli geçinemiyorsa israf içinde midir?

Zorunlu giderlerden elektrik, doğal gaz, su,  konut aidatı, iletişim her aile için olmazsa olmaz.

Ev kira olsun olmasın, durum değişmez.

10.000 TL iki kişilik bir ailenin mutfak masrafını karşılarken...

Günde iki kişilik bir âilenin, karı-kocanın  otuz günde birer öğün yemeği dışarda yemesine yetmeyen 10.000 Bin TL ile ne alınabilir?

Ev kira olmasın.

Ulaşım olmasın.

Elektrik ve su kullanımı düşük olsun.

İki kişinin sağlık problemi yok, bilinsin.

Toplam 10.000 TL maaş ile bir haftalık tatile çıkılabilir mi?

Diyarbakir'dan İstanbul'a git-gel ulaşım 5.000 TL olsun.

Bir akrabada kalındığı için otel parası olmasın.

Yemek ve Şehir içi ulaşım ücretsiz.

Sadece Diyarbakır'dan 10 Kğ Peynir ile 5 Kğ Kırmızı et götürse 10.000 TL'yi bulur...

İki kişinin otobüs git-geli ve iki yerde kalınacaksa peynir ve et, 10.000 TL'yi bulur.

Devlet, artık tasarruf tedbirleri uygulayacakmış.

Gereksiz olan her harcamaya son mu?

Yine makam araçları kiralanıyor.

Yine kimisi üç -dört yerden maaşlı.

Onbeş-yirmi aile evine  düşen para bir milletvekili - ayrıca emekliyse- maaşını bulamıyor.

Devlet, bir milletvekiline emekli ise 50.000 TL versin, zaten çoğu başka işten emekli ki çoğu milletvekili öncesinde işsiz ve güçsüz değil, varlıklı isimler.

Faal halde bulunan vekile 70.000 TL versin...

Bunu duyan vekiller, bizi protesto edecek.

Demezler mi 10.000 TL alan geçinme değil, yaşam savaşında.

Milletvekili olanlarla milletvekilliğinden emekli olanlar, bürokratlar birden fazla maaş almasın.

Belediyelerde teşrifat asgarîye insin.

İhtişam ve debdebe olmasın.

Gereksiz hiç bir harcama yapılmasın.

Demek kolay da uyan kim?

Ömer olmak kolay mı?

Dinde israfın olmadığını bilmeyen mi var?

Aklına danışsın, herkes.

Çürüme diz boyu.

Getirdiğiniz yasalar, resmîyette geçerlidir.

Her yasa vicdanî midir?

Bu güne beyaz dediğine yarın kara dersin.

Böyle yasa özelliği olur mu?

" Müflis nedir?" Diye sorulur, Hazreti Peygambere.

Hz. Peygamber, anladığımız manada iflasın dışında cevap verir. En azından bunu merak eden sorgulasın.

Hepimiz bu hadise göre birer müflis olmaya doğru gidiyoruz.

Bunun aksini iddia, akıl tutulmasıdır.

Ekonomi, faiz, kredi kartı, iliğine kadar sömürme, artan altın ve değerli madenler, yabancı ülkelerin para kur artışı ve tasmasız esaret...

Enflasyon düşecek imiş...

Keşke böyle bir umud olaydı da yılda her emekli birer, çalışan da üç aylık maaşını seve seve hazineye verseydi.

Kurtulma bu yolla olsa yıllık emekli maaşımızın  üçte biri gitsin...

Bizim de bir hayal.

Açlık sınırında emekli, dört kişilik âilesi sadece maaşının % 30'unu kuru kuruya ekmeğe versin. Bir ekmek 20 TL . 5 ekmek günlükten ayda 150 ekmek. 150 ekmek, 3000 TL.

Kalan 7.000 TL ile ne harcarsanız, siz bilirsiniz.

Zeytin, 200 TL

Tavuk, 100 TL

Kırmızı et 500 TL

Bulgur 25 TL

Pirinç 45-50 TL

Mercimek 35 TL

Yağ-Ayçiceği- 50 TL

Emekli aile bir sabah kahvaltısı için lokantaya gidip, sadece dört çorba içse, 320 TL. Yol parası önemli değil, ayakla giderler.

Her gün dört çorba, maaşın tümünü bulur.

Evde mercimeğini çorba yapamaz mı?

Yapar yapmasına da canı çekmez mi, bir insanın?

Dört kişilik âilesine kebap ısmarlamıyor, sadece birer kase çorba.

Bu aile ıstakoz yemiyor.

Günlüğü binlerce liralık otelde gecelemiyor.

İyi ki bir ev alıp başını soktuğu bir mekanı var, kimi emeklinin.

Biri ses mi verdi?

-Halinize şükredin, bak eviniz var.

Halimize şükrediyoruz da fakirin şükrü, bazen bedduadır...

Yetmiş milyon insan kademeli oarak on beş milyon kişi rahat yaşasın diye açlık ve perişanlık çekmeyi kader mi sanır?

Fakirler şükreder de zenginleri besleyemedikleri için açlık içinde.

İsraf ve tasarruf mu?

Emin olun bu işte ben yokum.

Ne dövizin ne altının artışında katkım söz konusu.

Ben emekliyim!..



Bu yazı 2291 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI