Diyarbakır’da 2024-2025 eğitim öğretim yılı iyisiyle kötüsüyle sona erdi. 

Eğitim sezonunun son haftasında yaşananlar, bizi başarıdan çok başka meseleleri konuşmaya mecbur bıraktı.

Geçtiğimiz hafta yapılan sınav ve bugün-yarın yapılacak sınavlar, Diyarbakır’ın eğitimdeki gerçek performansını gösterecek. 

Bu kritik dönemde, tarihe geçecek bir skandalla karşı karşıya kaldık.

Türkiye genelinde olduğu gibi Diyarbakır’da da eğitim sezonunun bitişi bir törenle taçlandırıldı. 

Bu törende yaşanan bilgi kirliliği, devlet ciddiyetine gölge düşürdü. 

Diyarbakır Valisi, öğrencilerin karne sayısını mikrofonlar önünde açıkladı. 

Ne var ki, İl Milli Eğitim Müdürlüğü aynı dakikalarda Sayın Valiyi açıkça adeta tekzip eden duruma düşüren bir notu basın grubuna servis etti. 

Bu nasıl bir koordinasyonsuzluk, nasıl bir aymazlıktır?

Soru açık: 

-Bu kadar bilgisizlik, bu kadar cehalet ve ciddiyetsizlik içinde valiyi bu tuzağa kim düşürdü? 

Sayın Valiyi yanlış bilgiyle kamuoyu önüne çıkaran kim? 

Bu kentte Valiliğin danışmanı ne iş yapar? 

İl Milli Eğitim Müdürlüğü neden hâlâ susuyor? 

Törenin yapılacağı tarihten herkesin haberi vardı, Sayın Valinin de… 

O halde neden gerekli hazırlık yapılmadı? 

Neden net bilgi verilmedi?

Basına düşmanlık eden, Sayın Valiyi halktan ve gerçeklerden koparan bu anlayışla Diyarbakır bir adım bile ilerleyemez. 

Sayın Valiye doğru bilgi vermek, danışmanların görevidir.

 Sayın Valinin basına ve halka yanlış bilgiyle çıkması ise bu görevin yerine getirilmediğinin kanıtıdır.

Üzülerek söyleyelim ki Diyarbakır tarihinde bu kadar fahiş bir hata ilk defa yaşanıyor.

Diyarbakır’ın eğitimini sadece öğretmenler, öğrenciler ve veliler takip etmiyor. 

Bu şehrin geleceğiyle ilgilenen herkes, bu tabloya karşı sorumluluk taşıyor.

 Eğitimde başarılı olmayan bir şehir, sağlıkta da ekonomide de çuvallar. 

Yüzlerce kişi valilikte ve milli eğitimde çalışıyorken Sayın Valiye gerçek bilgi verilmiyor.

 Niçin? 

Neden bu kadar önemli bir detayda bu kadar vahim bir hata yapılıyor?

Valilik koltuğunda oturan her isim, sadece devletin değil halkın da temsilcisidir. 

Siyasetten gelen bir vali, siyasetin dilini de halkın dilini de basının dilini de öğrenmek zorundadır.

 Diyarbakır’da bugün halk ile valilik arasına duvar örenler var. 

Bu gruplar kimdir? 

Ne amaçla hareket ederler? 

Kimse bilmiyor ama herkes tahmin ediyor.

 Soruyoruz: 
-Bu yanlışları düzeltmeyeceksek neden görevdeyiz?

Biz basın olarak üzerimize düşen her görevi yapmaya hazırız.

 Bizim meselemiz kişilerle değil, Diyarbakır’a zarar veren anlayışladır. Diyarbakır kimsenin çiftliği değildir. 

Bu şehri sahipsiz sananlara buradan açık çağrı yapıyorum: 
-Biz buradayız. Halkın yanındayız. Eğitimin, gerçeğin ve doğrunun peşindeyiz.

Herkes şapkasını önüne koyup düşünsün. 

Hata yapan varsa hesabını versin. 

Bu şehirde yaşayıp da bu şehre karşı kör kalan kim varsa, bilsin ki artık eskisi gibi sessizlik yok.

Hafta sonu boyunca sınava girecek tüm öğrencilerimize başarılar diliyorum. 

Allah zihin açıklığı versin, her birine gönlündeki yeri kazanmayı nasip etsin.