Bugun...


Ali Lale

facebook-paylas
Sınır Tanımayan Bir Devletin Yol Açtığı Tahribat
Tarih: 20-06-2025 00:01:00 Güncelleme: 20-06-2025 00:01:00


 

İnsan fıtratı temiz ve barışa yatkındır. İnsanı yaratan Yüce Allah, insanlığın dünya üzerinde kardeşlik ve adalet içerisinde yaşamasını istemiş, bu amaçla insanlara peygamberler aracılığıyla öğütler ve emirler göndermiştir. Bu ilahi mesajlar, son peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.) ile tamamlanmıştır.

Tarihe baktığımızda, birçok peygamberin Yahudi kavmine gönderildiğini görüyoruz. Ancak, ilahi uyarılara rağmen bu kavim zaman zaman peygamberlerine karşı gelmiş, hatta bazılarını öldürmüştür. Bu tarihî olaylar, vahiy kaynaklarında da yer bulmuştur. Ne yazık ki bazı aşırı ideolojik gruplar, bu anlayışları günümüze taşıyarak kendilerini üstün görmeye başlamış, diğer halkları küçümseyen söylemler geliştirmiştir.

Bu anlayış, zamanla kültürel ve siyasi bir stratejiye dönüşmüş; özellikle eğitim, medya ve ekonomi alanlarında etkili olma çabası güdülmüştür. Avrupa’dan başlayarak birçok ülkede açılan okullarda kendi ideolojilerini yaymayı hedeflemişlerdir. Bu durum, zamanla bazı Müslüman ülkelerde de etkili olmuş, kültürel yozlaşmaya ve manevi değerlerde zayıflamaya yol açmıştır.

FETÖ örneği, bu sürecin somut bir yansımasıdır. Eğitim ve bürokrasi aracılığıyla devletin en hassas kurumlarına sızarak, yıllar boyunca gizli bir yapılanma oluşturmuşlardır. Kısa sürede hiçbir engelle karşılaşmadan önemli görevlere getirilen kişiler, bu yapının sistematik şekilde nasıl çalıştığını göstermiştir. FETÖ’nün, dış güçlerle ilişkili olduğu ve farklı devletlerin politik çıkarlarına hizmet ettiği artık birçok kesim tarafından kabul edilmektedir.

Osmanlı İmparatorluğu döneminden bu yana, bazı ideolojik ve siyasi yapılanmalar Müslüman coğrafyasında etkinlik kurmaya çalışmıştır. İsrail’in Filistin topraklarındaki politikaları, bu sürecin bugün geldiği noktalardan biridir. İsrail'in izlediği saldırgan tutum, sadece Filistin halkını değil, tüm bölgeyi etkileyen sonuçlar doğurmaktadır. Bazı ülkelerin yönetim kadrolarında bu yapılarla bağlantılı kişilerin bulunması, uluslararası ilişkilerde adaletin sağlanmasını zorlaştırmaktadır.

Bugün İran'a yönelik tehditlerin ve operasyonların, nükleer enerji bahanesiyle meşrulaştırılmaya çalışıldığını görmekteyiz. Oysa bu durum, daha büyük bir jeopolitik hesaplaşmanın parçası gibi durmaktadır. Sadece Müslüman ülkeler değil, Batılı ülkelerde de bu tür yapıların ekonomik ve bürokratik alanlarda etkinliğe sahip olduğu iddiaları dikkat çekicidir.

Dünya ülkelerinin barış ve huzura ulaşabilmesi için adaletin ve uluslararası hukuk ilkelerinin ön planda olması şarttır. İsrail'in bölgede izlediği yayılmacı ve baskıcı politikalar durdurulmazsa, bu durum sadece bölgeyi değil, tüm dünyayı etkileyebilecek sonuçlar doğurabilir.

Tüm devletlerin, bu gelişmeleri dikkatle analiz etmesi ve insan hakları, bağımsızlık ve barış ilkelerine göre hareket etmesi artık bir zorunluluktur.

Ali LALE



Bu yazı 460 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI